o tarihe kadar ülkemizde pek çok yıkıcı deprem yaşanmasına rağmen, adeta milat olmuş felaket. sebebi elbette kültür, sanayi, ticaret, finans, medya merkezlerinin ve ülke nüfusunun hatırı sayılır bir kısmının bu olaydan etkilenmesidir.
aradan geçen 12 yılda günah keçisi veli göçerin hapishane/mahkemelerde süründürülmesinde başka ne yapılda acaba? onbinlerce binanın mimarı, mühendisi, müteahhidi; onay veren, sözde denetleyen devlet görevlileri?..
depremden zarar gören bazı yerlerde güvenli ve modern yerleşim alanları kuruldu, çok güzel.
korkuyla beklenen istanbul depremine hzırlık amaçlı genel olarak neler yapıldı acaba? söyleyeyim bildiğim kadarıyla; köprü ve viyadükler güçlendirildi, ana caddelere kimsenin sallamadığı "birinci derece afet ulaşım yolu. yol boyunca park yapılmaz" tabelaları asıldı. belli noktalara afet sonrasında kullanılmak üzere gerekecek malzemeler içeren konteynırlar konuldu. vs vs hep felaketten sonrası için... birkaç bina güçlendirmesi falan dışında
milyonlarca insanın canını kurtaracak bir kentsel dönüşüm hayata geçirilemedi.
geçirilemedi mi acaba, yoksa geçirilmedi mi? istanbulda zaten sayılı bulunan arsa/araziler zıpçıktı müteahhitlere verildi. bir anda sonradan görme zenginler türedi, toki kendine düşen payıyla özellikle anadolu, kısmen istanbulda alt gelir grubuna yönelik konutlar üretti, akpye oy devşirdi. özellikle otoban kenarları lale devrine rahmet okutacak isimlere sahip siteler/şatolarla doldu.
genelde yeni üretilen konutları ikinci hatta üçüncü evi olarak satın aldı bazıları. trafik iyice rayından çıktı. işin sosyal yönü ayrı...
benzerinden ve beterinden allah korusun, dönemin cumhurbaşkanı süleyman demirel sözüdür.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?