12 eylul hakkinda akademik bir arastirma yapmis olan bir kisi olarak:
gencligi apolitize eden ,
insanlarin siyasi anlamada duruslarini sergilemekten kacindiklari,
iskence goren insanlarin vucutlarinda ve ruhlarinda birakilan derin izleri acilari gozyaslarini,
turkiyenin 30 yil geri gitmesine neden olan,
zihniyeti buradan kiniyorum!!!!
bir anne cocugunun, gece cat diye girilen evde, burnuna bir tufegin dayanmasiyla, yillarca kekeme kalmasina yol acan,
o kazanci yokusunda binlerce insanin tanklarla ezilmesine goz yuman,
sirf memleketinin kurtulusunu isteyen insanlarin,girecekleri iskence korkusuyla yurt disina kacip vatansiz sayilmalarini,
konuyla ilgili veya ilgisiz olarak gunlerce goz altinda tutulup siseye oturtulan insanlarin cektiklerini,
sokaga cikip bir daha gelememe korkusunu yasatmalarini,
en kotusu de kitap yaktirmalarini,
ve kenan evren pasaninbodrumda evinde ressamlik yapip arada universitelere konusma yapmaya gitmesini
burdan 2. kez kiniyorum!!!! her anarsik durumda darbe yapilsaydi dunyada dogru duzgun sistem kalmazdi.
12 eylul turk tarihinde kara bir lekedir.
(bkz: demokraside darbenin ne isi var kardesim)
12 eylül
sanılanın aksine 12 eylül döneminde ortada bir anarşi durumu yoktur, ’anarşi var’ yargısı kenan evren ve saz arkadaşlarının halt yemesindendir. sol da, sağ da, devrimci de, ülkücü de kendi ideal devletlerinin arayışı içindedirler.
ortada abd için tekel, kenan evren gibi embesiller için mevki, dünya içinse tarih sorunu vardır. 12 eylül 1980 yalnızca türkiye cumhuriyeti geleceğini değil, dünya geleceğini etkilemiştir.
12 eylül 1980 bir muz cumhuriyeti oluşumuzun ispatı, amerikan emperyalizminin tamamen boyunduruğu altına girmemizinse acı bir izidir. 12 eylül bağımsızlığın söndüğü, mustafa kemal’in anıtkabir’de yattığı yerde döndüğü gündür. 12 eylül amerikan uşaklarının kazandığı, türk halkının, özgürlüğün, emeğin, sevdanın, barışın kaybettiği gündür. 12 eylül ankara’daki çocukların başardığı gündür. 12 eylül cia, kontrgerilla için büyük bir kazancın elde edildiği, soğuk savaş sovyetlerine darbelerin en büyüğünün indirildiği, insanlığa en büyük kazığın atıldığı küçük, minicik gündür. 12 eylül tarihin en kara sayfasıdır. 12 eylül türkiye’nin pazarlandığı, tapusunun emperalistlere verildiği gündür. 12 eylül ’ah, keşke’ denilen acı gündür. 12 eylül bu ülkenin kendi çocuklarını kendi geleceğini vatanseverlerini yok ettiği, ’ya filozoflar yönetici, ya da yöneticiler filozof olmalıdır’ diyen zihniyetin yönetemediği gündür.
12 eylül gün değildir, bir dönemdir. hala bitmemiş, gitmemiştir. doğan kapkara güneş hala simsiyah ışınlarıyla yurdumuzu ve yurdumuz insanının görüş mesafesini engellemektedir. 12 eylül karabulutları halen üzerimizdedir, onlar gidene kadarsa türkiye’de güneşli günler görmek yalandır. bulutları mavilikler sürmek dileğiyle, nazım’ın bir vatan haini (!) olduğunu unutmamak dileğiyle. 12 eylül cuntası yargılanmalı, hesap sorulmalı.
eğer ki vatan şose boylarında ölmekse açlıktan; amerikan emperyalizmi, donanması, topuysa vatan; vatan susturulmaksa bir özgürlük yalanının ardında yalnızca nazım hikmet değil, ben de vatan hainiyim. çünkü insan buna razı gelemez, adı vatan olan amerikancılığa razı gelmek ya kulluktur ya da korkaklık. 12 eylül çocuğu olmaktır kısaca. kölelik bilinçsizce ya da bilinçli...
bir 12 eylül bebesi: köle olmak yani. aslında ne geleceği var umutla bakabileceği, ne geçmişi aydınlık diyebileceği. yalnızca cehaleti ve zerkedilmiş avanaklığı... bu sayede mutlu zaten, bu sayede hizmet etmekte kendini köle edenlere, sömürenlere. bu sayede geçmişten şanlı tarih, kapitalizm kokan gelecekten de başarı diye bahsedebiliyor. bu nedenle de başarısız olmaya mahkum, zavallı. onun suçu yok, bu tarihi neticelerin zaruri sonucu. zavallı olan o değil gerçekte, zavallı olanlar onu bu hale getirenler. 12 eylülü yaratanlar gerçek zavallılar.
12 eylül hepimizin kaybettiği. 12 eylül 1980, türkiye’nin bundan böyle topal gezmeye zorlandığı tarih. gazetelerinden insanına yurdumun her yönden değişime, gerilemeye gittiği ve yurdumu ilerlemeden alıkoyan iğrenç gün. daha önce de dediğim gibi hala bitmemiş, kara güneşi batmamış gün. olsun... bazen kara güneşli, kara bulutlu gökyüzünde güçlü, parlak, ama uzak, ama umutlu yıldızların parıltıları, ışınları, göz kırpmaları kapkara gökyüzünde "daha yarın var, daha bitmedi." düşüncelerine yönlendirebiliyor insanları.
daha yarın var,
daha bitmedi.
kara güneş batar,
kızıl güneş doğar.
daha yarın var,
daha bitmedi.
uzak yıldızlar,
yaklaşırlar.
daha yarın var,
daha bitmedi.
gün gelir,
karanlık susar.
gün gelir, devran döner. gün yakın mıdır bilmiyorum, ama yalnızca gelse yeter; bekleyiş sürer. bu kara güneş batsa, kara bulutlar gitse bile yeter...
artık yeter!
#219312
(bkz: haydi cuntayı yargılayalım kampanyası)
ortada abd için tekel, kenan evren gibi embesiller için mevki, dünya içinse tarih sorunu vardır. 12 eylül 1980 yalnızca türkiye cumhuriyeti geleceğini değil, dünya geleceğini etkilemiştir.
12 eylül 1980 bir muz cumhuriyeti oluşumuzun ispatı, amerikan emperyalizminin tamamen boyunduruğu altına girmemizinse acı bir izidir. 12 eylül bağımsızlığın söndüğü, mustafa kemal’in anıtkabir’de yattığı yerde döndüğü gündür. 12 eylül amerikan uşaklarının kazandığı, türk halkının, özgürlüğün, emeğin, sevdanın, barışın kaybettiği gündür. 12 eylül ankara’daki çocukların başardığı gündür. 12 eylül cia, kontrgerilla için büyük bir kazancın elde edildiği, soğuk savaş sovyetlerine darbelerin en büyüğünün indirildiği, insanlığa en büyük kazığın atıldığı küçük, minicik gündür. 12 eylül tarihin en kara sayfasıdır. 12 eylül türkiye’nin pazarlandığı, tapusunun emperalistlere verildiği gündür. 12 eylül ’ah, keşke’ denilen acı gündür. 12 eylül bu ülkenin kendi çocuklarını kendi geleceğini vatanseverlerini yok ettiği, ’ya filozoflar yönetici, ya da yöneticiler filozof olmalıdır’ diyen zihniyetin yönetemediği gündür.
12 eylül gün değildir, bir dönemdir. hala bitmemiş, gitmemiştir. doğan kapkara güneş hala simsiyah ışınlarıyla yurdumuzu ve yurdumuz insanının görüş mesafesini engellemektedir. 12 eylül karabulutları halen üzerimizdedir, onlar gidene kadarsa türkiye’de güneşli günler görmek yalandır. bulutları mavilikler sürmek dileğiyle, nazım’ın bir vatan haini (!) olduğunu unutmamak dileğiyle. 12 eylül cuntası yargılanmalı, hesap sorulmalı.
eğer ki vatan şose boylarında ölmekse açlıktan; amerikan emperyalizmi, donanması, topuysa vatan; vatan susturulmaksa bir özgürlük yalanının ardında yalnızca nazım hikmet değil, ben de vatan hainiyim. çünkü insan buna razı gelemez, adı vatan olan amerikancılığa razı gelmek ya kulluktur ya da korkaklık. 12 eylül çocuğu olmaktır kısaca. kölelik bilinçsizce ya da bilinçli...
bir 12 eylül bebesi: köle olmak yani. aslında ne geleceği var umutla bakabileceği, ne geçmişi aydınlık diyebileceği. yalnızca cehaleti ve zerkedilmiş avanaklığı... bu sayede mutlu zaten, bu sayede hizmet etmekte kendini köle edenlere, sömürenlere. bu sayede geçmişten şanlı tarih, kapitalizm kokan gelecekten de başarı diye bahsedebiliyor. bu nedenle de başarısız olmaya mahkum, zavallı. onun suçu yok, bu tarihi neticelerin zaruri sonucu. zavallı olan o değil gerçekte, zavallı olanlar onu bu hale getirenler. 12 eylülü yaratanlar gerçek zavallılar.
12 eylül hepimizin kaybettiği. 12 eylül 1980, türkiye’nin bundan böyle topal gezmeye zorlandığı tarih. gazetelerinden insanına yurdumun her yönden değişime, gerilemeye gittiği ve yurdumu ilerlemeden alıkoyan iğrenç gün. daha önce de dediğim gibi hala bitmemiş, kara güneşi batmamış gün. olsun... bazen kara güneşli, kara bulutlu gökyüzünde güçlü, parlak, ama uzak, ama umutlu yıldızların parıltıları, ışınları, göz kırpmaları kapkara gökyüzünde "daha yarın var, daha bitmedi." düşüncelerine yönlendirebiliyor insanları.
daha yarın var,
daha bitmedi.
kara güneş batar,
kızıl güneş doğar.
daha yarın var,
daha bitmedi.
uzak yıldızlar,
yaklaşırlar.
daha yarın var,
daha bitmedi.
gün gelir,
karanlık susar.
gün gelir, devran döner. gün yakın mıdır bilmiyorum, ama yalnızca gelse yeter; bekleyiş sürer. bu kara güneş batsa, kara bulutlar gitse bile yeter...
artık yeter!
#219312
(bkz: haydi cuntayı yargılayalım kampanyası)
12 eylul oncesi,mevcut sisteme karsi bir direnis soz konusuydu,ulke kaynama noktasindaydi. 1960da da ayni sekilde kutuplasma durumu olmustu, chp ve dp birbirine dusmustu. 12 eylülde darbe bildirisi okunurken su cumle kurulmustur: kardesin kardese kiymasini engellemek amaciyla yapilmistir... evet kardesi kardesten kurtarip, siseye oturttular cinsel organlarina elektrik verdiler.
darbeyi yapan zatlar hakkindaki olaylara gelirsek eger, bu super 4luyu basta kenan evren olmak uzere yargilamaliyiz. yine olsa yine yapardim zihniyeti bu ülkede barinmamalidir, barinamamalidir!
(bkz: haydi cuntayi yargilayalim kampanyasi)
darbeyi yapan zatlar hakkindaki olaylara gelirsek eger, bu super 4luyu basta kenan evren olmak uzere yargilamaliyiz. yine olsa yine yapardim zihniyeti bu ülkede barinmamalidir, barinamamalidir!
(bkz: haydi cuntayi yargilayalim kampanyasi)
o donemde darbe dısında baska bir secenek olmadıgı acıktır, hatta belki gec bile kalınmıstır ama yapanlar keske yapmasalardı dedirtmiştir ki; bu daha da acıktır.
#623982
kahpeliğin tarihi, ülkede iyi kötü demeden insan öğütülmüş dar ağaçlarında fidanlar kırılmış tüm bu acılar yetmiyormuş gibi günümüz türkiyesi nin tohumları atılmıştır. atatürkün nadasa bıraktığı topraklarda.
1980 yılında gerçekleşen darbenin tarihidir.sonrasında en çok işkence gören en çok yatan siyasetçinin rahmetli başbuğumuz alparslan türkeş olduğu darbedir.ayrıca bu darbe sonrasında içten içten siyasetten uzak,bilgisiz,kolayca kanına girilebilen gençler yetiştirilmiştir.bunu kızılayda yüksel caddesinde "parasız eğitim" diye bağıran gençlere bakarak rahatlıkla görebiliriz.
ülkede eski güçlerinin kaybolmaya başladığını gören kemalistlerin diktalarını sürdürebilmek uğruna gerçekleştirdikleri askeri darbenin tarihidir.
türk yakın tarihinin kara lekelerinden sadece biri.
kitapların yakıldığı düşüncenin suç olduğu kayıtlı sadece 650.000 kişinin gözaltına alındığı yaralarını hala ciğerlerinde taşıyan insanların yaşadıkları günlerden arta kalan günün meyvelerini okumayan ,yazmayan ve düşünmeyen bir genç nesil yaratarak topladığımız türk tarihinin kara günlerinden...
içsel karmaşıklığın hesabını dış dünyaya kestigim gün. darbelerin en ağırı kendi yapmadığınızdır. bugün 12 eylül. herkese kutlu olsun.
27 yıl öncesi... türkiyenin karanlık yüzü... hala aydınlanmamış adı konulamamış ama gereği düşünülmüş sonuca dökülmüş eylemler...
650.000 kişi göz altına alındı
1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
7 bin kişi için idam cezası istendi.
517 kişiye idam cezası verildi.
haklarında idam cezası verilenlerden 50si asıldı (26 siyasi suçlu, 23 adli suçlu, 1i asala militanı).
idamları istenen 259 kişinin dosyası meclise gönderildi.
71 bin kişi tcknin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.
388 bin kişiye pasaport verilmedi.
30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.
14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi.
937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.
23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
31 gazeteci cezaevine girdi.
300 gazeteci saldırıya uğradı.
3 gazeteci silahla öldürüldü.
gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
39 ton gazete ve dergi imha edildi.
cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
14 kişi açlık grevinde öldü.
16 kişi kaçarken vuruldu.
95 kişi çatışmada öldü.
73 kişiye doğal ölüm raporu verildi.
43 kişinin intihar ettiği bildirildi.
ayrıca bunlar yapılırken komşu ülkeler abd ve bütün avrupa ülkeleri türkiyeye haklı olarak ambargo uyguladı.türkiye hala 27 yıl önce vurulmuş darbenin izlerini taşırken hala bu insanlık dışı eylemi haklı görenler var onları gözlerinden öpüyorum.
650.000 kişi göz altına alındı
1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
7 bin kişi için idam cezası istendi.
517 kişiye idam cezası verildi.
haklarında idam cezası verilenlerden 50si asıldı (26 siyasi suçlu, 23 adli suçlu, 1i asala militanı).
idamları istenen 259 kişinin dosyası meclise gönderildi.
71 bin kişi tcknin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.
388 bin kişiye pasaport verilmedi.
30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.
14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi.
937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.
23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
31 gazeteci cezaevine girdi.
300 gazeteci saldırıya uğradı.
3 gazeteci silahla öldürüldü.
gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
39 ton gazete ve dergi imha edildi.
cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
14 kişi açlık grevinde öldü.
16 kişi kaçarken vuruldu.
95 kişi çatışmada öldü.
73 kişiye doğal ölüm raporu verildi.
43 kişinin intihar ettiği bildirildi.
ayrıca bunlar yapılırken komşu ülkeler abd ve bütün avrupa ülkeleri türkiyeye haklı olarak ambargo uyguladı.türkiye hala 27 yıl önce vurulmuş darbenin izlerini taşırken hala bu insanlık dışı eylemi haklı görenler var onları gözlerinden öpüyorum.
denizlere düşsek de yılanlara sarılmayız diyenlerin bozuk para misali harcandığı,cuntasal faşizmin bu topraklardaki kara günü...
-adın ne? diyorlar,
--adım eylül diyorum.
bir of çekiyor o günlerden kalanlar.
-güzel isimmiş,anlamlı diyorlar.
küçükken üzülürdüm hep adımı duyduktan sonra insanların ekim,kasım diye diğer ayları sıralamasına."adımı değiştirelim ,ağlatıyor beni adım"derdim anneme babama.ne güzel bir adım varmış.sonradan öğrendim.
--adım eylül diyorum.
bir of çekiyor o günlerden kalanlar.
-güzel isimmiş,anlamlı diyorlar.
küçükken üzülürdüm hep adımı duyduktan sonra insanların ekim,kasım diye diğer ayları sıralamasına."adımı değiştirelim ,ağlatıyor beni adım"derdim anneme babama.ne güzel bir adım varmış.sonradan öğrendim.
12 mart süreci ile hazırlanmış ülkenin solunu resmen kesmiş darbe..
amaç sağ-sol çatışmasını önlemekten ziyade bilinçli insanı,baş kaldıran insanı barındırmamak,özgürlüğü için mücadele edeni yaşatmamak olmuştur..
ülkemiz de bu hallere gelmiştir işte..
amaç sağ-sol çatışmasını önlemekten ziyade bilinçli insanı,baş kaldıran insanı barındırmamak,özgürlüğü için mücadele edeni yaşatmamak olmuştur..
ülkemiz de bu hallere gelmiştir işte..
bir ihtilalden ziyade bir kardeş kavgasının ismidir 12 eylul.
mahir kaynak’ın dunyayı yoneten adamla randevum var adlı makalesinde gecen su kısım bunu daha iyi anlatamazdı:
...
...
- dunyayı yoneten adama soruyorum, peki sen hangi taraftasın, sagcı mısın? solcu musun?
dunyayı yoneten adam bana egilerek:
+ ben taraf tutmam, taraflar yaratırım, taraflar catıstıkca ben kazanırım.
dedi.
evet oyle oldu; biz çatıştık, onlar kazandı....
mahir kaynak’ın dunyayı yoneten adamla randevum var adlı makalesinde gecen su kısım bunu daha iyi anlatamazdı:
...
...
- dunyayı yoneten adama soruyorum, peki sen hangi taraftasın, sagcı mısın? solcu musun?
dunyayı yoneten adam bana egilerek:
+ ben taraf tutmam, taraflar yaratırım, taraflar catıstıkca ben kazanırım.
dedi.
evet oyle oldu; biz çatıştık, onlar kazandı....
annelerin elleri başları arasında
gözleri ağlamaktan kurumuş incir ağaçları gibi
oğullar ve kızlar kaybolmuş kimi işkencelerde
kimi öldürülüp atılmış bir köşeye
kimide kaybolmuş karanlığın içinde
anneler geceye isyan düşmüş
baykuşlar tünemiş yüreği ülkesi için atanlerın umutlarına
kan emiciler iş başında
kanla kirlenmiş ellerini sürüyorlar yüzlerine ve dönüp aynaya bakıyorlar utnamadan
ayıplanmadan, yaptıklarından sorumlu tutulmadan
kimseye hesap vermeden...
binlerce ailenin ocağını söndüren, bu ülkenin gençlerini apolitize edip pop kültürüyle yozlaştıran, darbecilerin yargılanamadığı ve salyalarını akıtarak halan etrafta dolaşıp tonton ressam amca olarak tanıtılan, ülkemizin en karanlık dönemidir. ayrıca yapılan yolsuzlukların hesabı hala yapılamamıştır.
ülkeyi anarşiden kurtardıklarını söyleyenler tarafından kendi hegomanyaları altında en büyük terör olayının gerçekleştirildiği karanlık gün.
12 eylülün bilançosu şöyledir:
650 bin kişi gözaltına alındı ve 90 güne varan gözaltı sürelerinde ağır işkence gördü,
* 1 milyon 683 bin kişi fişlendi,
* açılan 210 bin davada 230 bin kişi sıkıyönetim mahkemeleri’nde yargılandı,
* 7 bin kişi için idam cezası istendi,
* 517 kişiye idam cezası verildi,
* 124 kişinin idam cezası askeri yargıtay tarafından onaylandı,
* haklarında idam cezası verilenlerden 50si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1 asala militanı),
* idamları istenen 259 kişinin dosyası meclise gönderildi,
* 71.500 kişi türk ceza kanununun 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı,
* 98.404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçlamalarından yargılandı,
* 388 bin kişiye pasaport verilmedi,
* 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı,
* 18.525 kamu görevlisi hakkında soruşturma açıldı,
* 14 bin kişi “yurttaşlık”tan çıkarıldı,
* 30 bin kişi “mülteci” olarak yurtdışına gitti,
* 366 kişi “kuşkulu bir şekilde” öldü,
* 644 cezaevindeki toplam hükümlü ve tutuklu sayısı 52 bin kişi,
* cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi,
* 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelendi,
* 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü,
* 14 kişi açlık grevinde öldü,
* 16 kişi “kaçarken” vuruldu,
* 95 kişi “çatışmada” öldü,
* 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi,
* 43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi,
* 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı,
* 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu,
* 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi,
* 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi,
* gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi,
* 31 gazeteci cezaevine girdi,
* 300 gazeteci saldırıya uğradı,
* 3 gazeteci silahla öldürüldü,
* gazeteler 300 gün yayın yapamadı,
* 13 büyük gazete için 303 dava açıldı,
* 39 ton gazete ve dergi imha edildi,
* bilim ve sosyalizm yayınlarına bir yargı kararı olmadan sadece sıkıyönetim komutanının emri ile el konuldu ve 133.607 adet kitap imha edildi,
* darbenin ilk altı ayında 123; dokuz ayında 175, 1981 yılının sonunda tam 268 yasa çıkarıldı.
1980-1985 yılları arasında...
* 22.912 kişiye 0-1 yıl arası ceza verildi,
* 10.784 kişiye 1-5 yıl arası ceza verildi,
* 6.186 kişiye 5-10 yıl arası ceza verildi,
* 2.396 kişiye 10-20 yıl arası ceza verildi,
* 939 kişiye 20 yıl üzeri ceza verildi,
* 630 kişiye müebbet cezası verildi,
* 420 kişiye idam cezası verildi.
idam edilenler
necdet adalı (sol görüşlü) 7 ekim 1980 ankara
mustafa pehlivanoğlu (sağ görüşlü) 7 ekim 1980 ankara
serdar soyergin (sol görüşlü) 25 ekim 1980 adana
erdal eren (sol görüşlü) 13 aralık 1980 ankara
cevdet karakaş (sağ görüşlü) 4 haziran 1981 elazığ
veysel güney (sol görüşlü) 10 haziran 1981 gaziantep
ahmet saner (sol görüşlü) 25 haziran 1981 istanbul
kadir tandoğan (sol görüşlü) 25 haziran 1981 istanbul
mustafa özenç (sol görüşlü) 20 ağustos 1981 adana
ismet şahin (sağ görüşlü) 20 ağustos 1981 istanbul
seyit konuk (sol görüşlü) 13 mart 1982 izmir
ibrahim ethem coşkun (sol görüşlü) 13 mart 1982 izmir
necati vardar (sol görüşlü) 13 mart 1982 izmir
fikri arıkan (sağ görüşlü) 27 mart 1982 ankara
sabri altay (adli suçlu) 23 nisan 1982 adapazarı
cengiz baktemur (sağ görüşlü) 30 nisan 1982 elazığ
şahabettin ovalı (adli suçlu) 12 haziran 1982 sinop
ednan kavaklı (adli suçlu) 18 haziran 1982 ankara
ali bülent orkan (sağ görüşlü) 13 ağustos 1982 ankara
veli acar (adli suçlu) 13 ağustos 1982 isparta
eşref özcan (adli suçlu) 19 ağustos 1982 kayseri
halil fevzi uyguntürk (adi suçlu) 29 aralık 1982 afyon
kazım ergun (adli suçlu) 29 aralık 1982 akşehir
muzaffer öner (adli suçlu) 29 aralık 1982 amasya
adem özkan (adli suçlu) 13 ocak 1983 balıkesir
hüseyin çaylı (adli suçlu) 13 ocak 1983 afyon
osman demiroğlu (adli suçlu) 13 ocak 1983 isparta
ahmet mehmet uluğbay (adli suçlu) 22 ocak 1983 akşehir
ali aktaş (siyasi) 23 ocak 1983 adana
duran bircan (adli suçlu) 23 ocak 1983 denizli
levon ekmekçiyan (asala) 28 ocak 1983 ankara
ramazan yukarıgöz (sol görüşlü) 29 ocak 1983 izmit
ömer yazgan (sol görüşlü) 29 ocak 1983 izmit
erdoğan yazgan (sol görüşlü) 29 ocak 1983 izmit
mehmet kambur (sol görüşlü) 29 ocak 1983 izmit
ahmet kerse (adli suçlu) 30 ocak 1983 gaziantep
rıdvan karaköse (adli suçlu) 5 şubat 1983 akşehir
cavit karaköse (adli suçlu) 5 şubat 1983 akşehir
süleyman karaköse (adli suçlu) 5 şubat 1983 akşehir
fatih laçinligil (adli suçlu) 24 şubat 1983 keşan
faik görünmez (adli suçlu) 24 şubat 1983 kilis
mustafa başaran (adli suçlu) 30 mart 1983 edirne
hüseyin üye (adli suçlu) 30 mart 1983 nazilli
şener yiğit (adli suçlu) 20 nisan 1983 isparta
cafer aksu altıntaş (adli suçlu) 20 nisan 1983 ordu
abdülaziz kılıç (adli suçlu) 26 mayıs 1983 edirne
halil esendağ (sağ görüşlü) 5 haziran 1983 izmir
selçuk duracık (sağ görüşlü) 5 haziran 1983 izmir
ilyas has (sol görüşlü) 6 ekim 1984 izmir
hıdır aslan (sol görüşlü) 24 ekim 1984 izmir
12 eylül döneminde sıkıyönetim askeri mahkemeleri’nce 517 sanığa idam cezası verildi. askeri yargıtay’ın onayladığı idam kararlarının sayısı 124 oldu. bunlardan, milli güvenlik konseyi’nin onayladığı ve onay sonrası hemen infazı yapılan 50’si dışındakiler için cezalar fiilen müebbet hapse dönüştü.
ölüm cezalarının infazlarına ilişkin onama kararları,
12 eylül 1980 - 25 ekim1981 arası milli güvenlik konseyi döneminde,
25 ekim 1981 - 14 ekim 1983 arası danışma meclisi döneminde,
6 kasım 1983 sonrası tbmm döneminde
verilmiştir.
gözleri ağlamaktan kurumuş incir ağaçları gibi
oğullar ve kızlar kaybolmuş kimi işkencelerde
kimi öldürülüp atılmış bir köşeye
kimide kaybolmuş karanlığın içinde
anneler geceye isyan düşmüş
baykuşlar tünemiş yüreği ülkesi için atanlerın umutlarına
kan emiciler iş başında
kanla kirlenmiş ellerini sürüyorlar yüzlerine ve dönüp aynaya bakıyorlar utnamadan
ayıplanmadan, yaptıklarından sorumlu tutulmadan
kimseye hesap vermeden...
binlerce ailenin ocağını söndüren, bu ülkenin gençlerini apolitize edip pop kültürüyle yozlaştıran, darbecilerin yargılanamadığı ve salyalarını akıtarak halan etrafta dolaşıp tonton ressam amca olarak tanıtılan, ülkemizin en karanlık dönemidir. ayrıca yapılan yolsuzlukların hesabı hala yapılamamıştır.
ülkeyi anarşiden kurtardıklarını söyleyenler tarafından kendi hegomanyaları altında en büyük terör olayının gerçekleştirildiği karanlık gün.
12 eylülün bilançosu şöyledir:
650 bin kişi gözaltına alındı ve 90 güne varan gözaltı sürelerinde ağır işkence gördü,
* 1 milyon 683 bin kişi fişlendi,
* açılan 210 bin davada 230 bin kişi sıkıyönetim mahkemeleri’nde yargılandı,
* 7 bin kişi için idam cezası istendi,
* 517 kişiye idam cezası verildi,
* 124 kişinin idam cezası askeri yargıtay tarafından onaylandı,
* haklarında idam cezası verilenlerden 50si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1 asala militanı),
* idamları istenen 259 kişinin dosyası meclise gönderildi,
* 71.500 kişi türk ceza kanununun 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı,
* 98.404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçlamalarından yargılandı,
* 388 bin kişiye pasaport verilmedi,
* 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı,
* 18.525 kamu görevlisi hakkında soruşturma açıldı,
* 14 bin kişi “yurttaşlık”tan çıkarıldı,
* 30 bin kişi “mülteci” olarak yurtdışına gitti,
* 366 kişi “kuşkulu bir şekilde” öldü,
* 644 cezaevindeki toplam hükümlü ve tutuklu sayısı 52 bin kişi,
* cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi,
* 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelendi,
* 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü,
* 14 kişi açlık grevinde öldü,
* 16 kişi “kaçarken” vuruldu,
* 95 kişi “çatışmada” öldü,
* 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi,
* 43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi,
* 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı,
* 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu,
* 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi,
* 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi,
* gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi,
* 31 gazeteci cezaevine girdi,
* 300 gazeteci saldırıya uğradı,
* 3 gazeteci silahla öldürüldü,
* gazeteler 300 gün yayın yapamadı,
* 13 büyük gazete için 303 dava açıldı,
* 39 ton gazete ve dergi imha edildi,
* bilim ve sosyalizm yayınlarına bir yargı kararı olmadan sadece sıkıyönetim komutanının emri ile el konuldu ve 133.607 adet kitap imha edildi,
* darbenin ilk altı ayında 123; dokuz ayında 175, 1981 yılının sonunda tam 268 yasa çıkarıldı.
1980-1985 yılları arasında...
* 22.912 kişiye 0-1 yıl arası ceza verildi,
* 10.784 kişiye 1-5 yıl arası ceza verildi,
* 6.186 kişiye 5-10 yıl arası ceza verildi,
* 2.396 kişiye 10-20 yıl arası ceza verildi,
* 939 kişiye 20 yıl üzeri ceza verildi,
* 630 kişiye müebbet cezası verildi,
* 420 kişiye idam cezası verildi.
idam edilenler
necdet adalı (sol görüşlü) 7 ekim 1980 ankara
mustafa pehlivanoğlu (sağ görüşlü) 7 ekim 1980 ankara
serdar soyergin (sol görüşlü) 25 ekim 1980 adana
erdal eren (sol görüşlü) 13 aralık 1980 ankara
cevdet karakaş (sağ görüşlü) 4 haziran 1981 elazığ
veysel güney (sol görüşlü) 10 haziran 1981 gaziantep
ahmet saner (sol görüşlü) 25 haziran 1981 istanbul
kadir tandoğan (sol görüşlü) 25 haziran 1981 istanbul
mustafa özenç (sol görüşlü) 20 ağustos 1981 adana
ismet şahin (sağ görüşlü) 20 ağustos 1981 istanbul
seyit konuk (sol görüşlü) 13 mart 1982 izmir
ibrahim ethem coşkun (sol görüşlü) 13 mart 1982 izmir
necati vardar (sol görüşlü) 13 mart 1982 izmir
fikri arıkan (sağ görüşlü) 27 mart 1982 ankara
sabri altay (adli suçlu) 23 nisan 1982 adapazarı
cengiz baktemur (sağ görüşlü) 30 nisan 1982 elazığ
şahabettin ovalı (adli suçlu) 12 haziran 1982 sinop
ednan kavaklı (adli suçlu) 18 haziran 1982 ankara
ali bülent orkan (sağ görüşlü) 13 ağustos 1982 ankara
veli acar (adli suçlu) 13 ağustos 1982 isparta
eşref özcan (adli suçlu) 19 ağustos 1982 kayseri
halil fevzi uyguntürk (adi suçlu) 29 aralık 1982 afyon
kazım ergun (adli suçlu) 29 aralık 1982 akşehir
muzaffer öner (adli suçlu) 29 aralık 1982 amasya
adem özkan (adli suçlu) 13 ocak 1983 balıkesir
hüseyin çaylı (adli suçlu) 13 ocak 1983 afyon
osman demiroğlu (adli suçlu) 13 ocak 1983 isparta
ahmet mehmet uluğbay (adli suçlu) 22 ocak 1983 akşehir
ali aktaş (siyasi) 23 ocak 1983 adana
duran bircan (adli suçlu) 23 ocak 1983 denizli
levon ekmekçiyan (asala) 28 ocak 1983 ankara
ramazan yukarıgöz (sol görüşlü) 29 ocak 1983 izmit
ömer yazgan (sol görüşlü) 29 ocak 1983 izmit
erdoğan yazgan (sol görüşlü) 29 ocak 1983 izmit
mehmet kambur (sol görüşlü) 29 ocak 1983 izmit
ahmet kerse (adli suçlu) 30 ocak 1983 gaziantep
rıdvan karaköse (adli suçlu) 5 şubat 1983 akşehir
cavit karaköse (adli suçlu) 5 şubat 1983 akşehir
süleyman karaköse (adli suçlu) 5 şubat 1983 akşehir
fatih laçinligil (adli suçlu) 24 şubat 1983 keşan
faik görünmez (adli suçlu) 24 şubat 1983 kilis
mustafa başaran (adli suçlu) 30 mart 1983 edirne
hüseyin üye (adli suçlu) 30 mart 1983 nazilli
şener yiğit (adli suçlu) 20 nisan 1983 isparta
cafer aksu altıntaş (adli suçlu) 20 nisan 1983 ordu
abdülaziz kılıç (adli suçlu) 26 mayıs 1983 edirne
halil esendağ (sağ görüşlü) 5 haziran 1983 izmir
selçuk duracık (sağ görüşlü) 5 haziran 1983 izmir
ilyas has (sol görüşlü) 6 ekim 1984 izmir
hıdır aslan (sol görüşlü) 24 ekim 1984 izmir
12 eylül döneminde sıkıyönetim askeri mahkemeleri’nce 517 sanığa idam cezası verildi. askeri yargıtay’ın onayladığı idam kararlarının sayısı 124 oldu. bunlardan, milli güvenlik konseyi’nin onayladığı ve onay sonrası hemen infazı yapılan 50’si dışındakiler için cezalar fiilen müebbet hapse dönüştü.
ölüm cezalarının infazlarına ilişkin onama kararları,
12 eylül 1980 - 25 ekim1981 arası milli güvenlik konseyi döneminde,
25 ekim 1981 - 14 ekim 1983 arası danışma meclisi döneminde,
6 kasım 1983 sonrası tbmm döneminde
verilmiştir.
kapkara bir gün.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?