olağan bir gündü. sabah erken kalkıp avuçlarımı kestim. kan pıhtılaştıktan sonra bahçeye çıkıp bir süre gökyüzünü seyrettim telaşla. gaz hareketi sürüyordu. hava çizgifilm tadındaydı. eve dönüp birkaç arkadaşımı, annemi, babalarımı ve tanışmaya çalıştığım devlet büyüklerini aradım telefonla. tanrıların heryerleri ağrıyor. kimse bana sırlarını anlatmıyor. kurduğum ilişkilerde leke bırakamıyorum. şömineye ceset saklayabilecek kadar zengin de değilim. neoklasik gözlerimle postmodern dudaklarım uyum içersinde aslında. yalnızlıkla aramızdaki ezeli rekabetten ucuz espri anlayışımla yine ben galip ayrılacağım. istanbulda orospu olmak büyük avantaj: arasokaklara doğru kalp çarpıntılarınız artıyor. yasallığın kaybolduğu noktalarda insan, vücudunu özlüyor, etini özlüyor. söyleyecek sözüm yok. yeni bir sevdaya tutulana kadar yerçekimsiz ortamda şizofreni dersleri alacağım.
bendeki görüntülerle genç kızların penisleri büyüyor. rakıya eğilmiş oğlan çocukları, kaliteli sarhoşluk hayalleri görürken, siyahını borç istediğim gecenin saçlarındaki çıplaklık fazlasıyla frapan. tedirgin bitkiler, güçlü hayvanların arkasına saklanmış. nerede olduklarını sanıyordum?! patronsuzdum. bir miktar alkol ruhumdaki teröristleri sakinleştirebilirdi. evet, hemen içmeliydim. salaklığıma tesir edebilecek cinayetlere karışmalıydım. olağan bir gündü. sabah erken kalkıp avuçlarımı kestim.
küçük iskender
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?