çilem karabulut'un teslim olduğunda üzerindeti tişörtte ingilizce olarak, 'verdiğin bütün dersler için teşekkür ederim sevgili geçmiş' yazmasının haber konusu olmasına da şaşırdıklarını aktaran doğan, sıradan bir mağazadan alındığını ifade etti. tişörtün savcının huzuruna düzgün çıkması için temin edildiğini belirten yusuf doğan, "tişörtte biz aile olarak ne yazdığını da bilmiyoruz. bazı televizyon kanallarında bununla ilgili yapılan haberlerden rahatsızız bunu ispat edebiliriz. tişörtle ilgili bir bilgimiz ya da bilinçli olarak yapılan bir olay yoktur. savcının huzuruna daha düzenli çıkması için alınmış sıradan bir tişört" dedi.
http://m.milliyet.com.tr/ask-evliligi-yaptigi-kocasini-gundem-2086465/
her gün öldürüldüğümüz, tecavüze uğradığımız ve suçluların cezasız kaldığı bir ülke de, bunu hazmedemiyorum. o oda da neler yaşandığını bilemeyiz. ama genelleme üzerinden gitmek yanlış. sonuçta bu adamın nelerle sınırlı kalacağını da bilemeyiz. ama eski karısını öldürüp, savunmasında yolluydu deyip beraat alan erkekler var bu ülke de. böyle durum da ben çilem'in ceza almasını hazmedemem. burada gördüğümüz gibi böyle potansiyel suçlulara, yol açılmasını hazmedemem.
"müvekkilimin bu olayı işlediği sırada eşinin kapıyı üzerine kilitlediği, kendisine şiddet uyguladığı ve fuhşa zorlamak üzere kentten götürmek istediği sırada, çaresizlik içerisinde, kendisine yönelik saldırıyı önlemek için eşinin dolu silahını ele geçirmiş, nefsini, canını, namusunu kurtarmak için acı bir şekilde eşini öldürmüştür. kadına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddetin zaman içerisinde kadın ruhunda bıraktığı etkileri değerlendirerek olay anındaki tepkisini aşırı olarak yorumlamamak lazım. karşı tarafın geçmişte yaptığı tüm eylemleri değerlendirmek gerekiyor. bu anlamda kadına yönelik şiddet olaylarında meşru savunma hükümlerinin daha geniş şekilde değerlendirilmesi, kamuoyunun ve hukuk çevrelerinin bunu tartışması gerekiyor."
çilem'in avukatı.
bazı kişiler, ileride kendisine de gerekir diye savunuyor sanırım böyle şeyleri. bigcoder'a katılıyorum. olay kendi içinde değerlendirilmeli.
çilem'in avukatı.
bazı kişiler, ileride kendisine de gerekir diye savunuyor sanırım böyle şeyleri. bigcoder'a katılıyorum. olay kendi içinde değerlendirilmeli.
defalarca kez şikayette bulunan ama koruma kararı alamayan bir kadın. "devlet beni korumuyor, öldüreyim ben bunu" demiyor da üstelik. boğuşma anında kocasından önce çekiyor tetiği o kadar. nefsi müdafaa yani. kendi adaletimizi kendimiz sağlamamalıyız evet. ama başka kimse sağlamıyorsa napalım? şimdi elinde bir bıçak olsa ve başka bir bıçaklı adam sana saldırsa, sende polisi arasan ve polis iplemese; adamın seni bıçaklamasına izin mi verirsin, yoksa kendini mi savunursun?
çok gereksiz insanlar yorumlar da bulunuyor. adam beni dövecek, devlet korumayacak, sonra adam beni pazarlayacak ve beni öldürmeye çalışırken; ben onu öldürdüm diye hapis yatacağım. çünkü ölmedim. ölseydim muhtemelen kocam ya serbest kalırdı ya da 2-3 yıl yatıp çıkardı. ama ne yazık ki ölmedim.
iğrenç insanlarsınız.
çok gereksiz insanlar yorumlar da bulunuyor. adam beni dövecek, devlet korumayacak, sonra adam beni pazarlayacak ve beni öldürmeye çalışırken; ben onu öldürdüm diye hapis yatacağım. çünkü ölmedim. ölseydim muhtemelen kocam ya serbest kalırdı ya da 2-3 yıl yatıp çıkardı. ama ne yazık ki ölmedim.
iğrenç insanlarsınız.
çilem doğan: "şu adliye koridorlarında yüzüm mor şekilde çok dolaştım koruma kararı için. başka bir seçeneğim kalmamıştı."
ağlattın beni çilem.
ağlattın beni çilem.
kendisini fuhuşa zorlayan eşini öldüren kadın. defalarca koruma talebinde bulunmuş. en son öldürülmemek için öldürmüş. 15 yıl hapise mahkum edilmiş. tecavüzcüler, tacizciler, katiller dışarıdayken öz savunma yapan birine ceza vermek... ne denir bilemiyorum. devlet bize, "kocan seni pazarlasa" bile sus demek istiyor galiba. iğrenç bir ülke oluyoruz gün geçtikçe. çok üzgünüm çilem. senin çocuğunla yeni bir hayata başlaman gerekirken, bir pisliği öldürdün diye hapis yatmanı nasıl hazmederiz?
"gözlerin çok çekik nerelisin?" sorusuna maruz kalmama sebep olan özellik. aydınlatıcıyı silsem bok gibiyim aslında dicem.
"ya niye inlesin ki?" dediğim erkek. bi rahat bırakın artık adamları ya. o an ki atmosfere göre inler ya da inlemez. niye bize dert oldu bu?
abazaların kendisini erkek sanması sonucu, üstüne yürüdükleri hanım kızımız, sevgili yazar.
gülmek istediğim olay. abi neden böyle bu ülke ya? açın halinden anlamak için oruç tut. açlar doysun diye çadır kur. sonra oraya gelen açları döv, keyfine gelenleri doyur. açın halinden anlamak için oruç yetmiyor demek ki. gerçekten şaka gibiler.
demin öylesine bir şeyler karalarken, yanlışlıkla dudak büken halini çizdim. ya da ben benzettim.
http://www.imgim.com/2016-06-07145219.jpg
http://www.imgim.com/2016-06-07145219.jpg
şuan yaptığım eylem. 2 saatlik uykuyla sıkılmak daha feci. ayrıca bunların mimari yapılarına başlarım ya. her taraf cam, güneş içeride. adam gibi duvar yapıp, camı duvarın dışına koysalar daha mantıklı bence. dışarıdan kurumsal görünecez diye ben niye yanıyorum? bir saat daha sanmıyorum dayanabileceğimi.
eski erkek arkadaşımın, "instagramda, facede fake hesaplar var bir sürü" diyerek yaptığımı ima ettiği eylem. doğrusu hiçbiri de bana ait değil. öyleyse kim stalklıyor lan bu adamı? bak buna sinirlendim.
"iyi artık git şu sözlükten de bi havalandıralım, şu koku bi çıksın" dediğim yazarın açtığı başlık. (bkz: sözlüğün sperm kokması)
koyduğumun sözlüğünde adamlar, grup seks için kaç kişi olması gerektiğini tartışıyorlar. hayır normal şeylerdir, yazılır. ama sürekli cinsel entry girmek ve sürekli dini entry girmek arasında bir fark yok. cinsellik, din ve siyaset yasaklansa entry giremeyecek insanlar.
ortaokuldayken din hocama sorduğum soruyu hatırlıyorum.
-hocam dinimizde kadın-erkek eşitse; neden kadınlar da birden fazla erkekle evlenemiyor?
+çünkü o zaman çocuğun hangi kocasından olduğu anlaşılmazdı.
-ama bugün bu anlaşılabilir. allah bunun böyle olacağını bilmiyor muydu, neden o güne göre kural koydu?
+tamam o zaman sen bir kaç tane adamla evlen.
aklıma geldi yazayım dedim.
şimdi kadını kendi erkekliğine hizmet olarak gören, erkeğin isteğidir. islam dininde yeri vardır. tabiiki amsalak kişiler tarafından çıkarılmış, günümüzde de onlar tarafından devam ettirilmektedir.
üstteki yazara cevap niteliğinde bir şey yazmak istemiyorum. çünkü bence bu onun gerçek düşünceleri değil. burada yazdıkları sadece sözlükte karmaşa yaratır. düşüncelerini, isteklerini kitlelere ulaştırmaz. gerçekten bunun olmasını isteyen kişi, gider daha büyük mecralarda yazar. çünkü bu kişiler yeri gelince açıklamıyor düşüncelerini. sadece provokatör entryler giriyor. sadece bu konularda yazıyor. kaldı ki bunlar gerçek düşünceleriyse bile, fikirlerini empoze etmek için yazmıyor. bu tarz da iki yazar var ve ben ikisinin aynı kişi olduğunu düşünüyorum. biri yeri gelince güldürüyor beni iyi hoş. ama artık gerçekten sıkıldım. bu çağda böyle şeyler görmekten bıktım. ya bu sözlüğü iyi bilen biri bizimle eğleniyor, ya da jediler sözlüğü canlı tutmak için kasıtlı olarak bunu yapıyor. her neyse ne ben artık gerçekten sıkıldım böyle entryler okumaktan. alakasız bir başlığa yazdım ama zaten bu sözlükte ne alakalı ki?
bir diğer konu; türkiyede kadınlar, feministler işte nelerle uğraşıyor. bu adam için demiyorum bunu. bu adam sadece bir hayal ürünü. sokakta onun gibi binler var ama. hal böyle olunca, feminist gruplara kötü diyorsunuz bir de. ne yapalım bu adama yani, çiçek mi atalım? umarım bir gün bizde sadece, topuklu ayakkabı giyilmesini zorunlu kılan işyerlerini protesto ederiz. yedek olarak kadın isteyen amsalakları değil.
-hocam dinimizde kadın-erkek eşitse; neden kadınlar da birden fazla erkekle evlenemiyor?
+çünkü o zaman çocuğun hangi kocasından olduğu anlaşılmazdı.
-ama bugün bu anlaşılabilir. allah bunun böyle olacağını bilmiyor muydu, neden o güne göre kural koydu?
+tamam o zaman sen bir kaç tane adamla evlen.
aklıma geldi yazayım dedim.
şimdi kadını kendi erkekliğine hizmet olarak gören, erkeğin isteğidir. islam dininde yeri vardır. tabiiki amsalak kişiler tarafından çıkarılmış, günümüzde de onlar tarafından devam ettirilmektedir.
üstteki yazara cevap niteliğinde bir şey yazmak istemiyorum. çünkü bence bu onun gerçek düşünceleri değil. burada yazdıkları sadece sözlükte karmaşa yaratır. düşüncelerini, isteklerini kitlelere ulaştırmaz. gerçekten bunun olmasını isteyen kişi, gider daha büyük mecralarda yazar. çünkü bu kişiler yeri gelince açıklamıyor düşüncelerini. sadece provokatör entryler giriyor. sadece bu konularda yazıyor. kaldı ki bunlar gerçek düşünceleriyse bile, fikirlerini empoze etmek için yazmıyor. bu tarz da iki yazar var ve ben ikisinin aynı kişi olduğunu düşünüyorum. biri yeri gelince güldürüyor beni iyi hoş. ama artık gerçekten sıkıldım. bu çağda böyle şeyler görmekten bıktım. ya bu sözlüğü iyi bilen biri bizimle eğleniyor, ya da jediler sözlüğü canlı tutmak için kasıtlı olarak bunu yapıyor. her neyse ne ben artık gerçekten sıkıldım böyle entryler okumaktan. alakasız bir başlığa yazdım ama zaten bu sözlükte ne alakalı ki?
bir diğer konu; türkiyede kadınlar, feministler işte nelerle uğraşıyor. bu adam için demiyorum bunu. bu adam sadece bir hayal ürünü. sokakta onun gibi binler var ama. hal böyle olunca, feminist gruplara kötü diyorsunuz bir de. ne yapalım bu adama yani, çiçek mi atalım? umarım bir gün bizde sadece, topuklu ayakkabı giyilmesini zorunlu kılan işyerlerini protesto ederiz. yedek olarak kadın isteyen amsalakları değil.
bazı arkadaşların türklerde değil, araplarda eğreti duran hareketleri yazdığı başlık.
kendisinden bana rap parça önermesini istediğim yazar. çok güzel parçalar gönderdi. böyle bir şarkı yok ya. herkes dinlemeli bence. teşekkürler bir beyin oğlu.
(bkz: geberik gibisiniz)
(bkz: büyük sözü)
sırf trip yememek için bile dinlenebilir. genelde haklı da çıkarlar.
-ben sana o kadar yalvardım, dinlesen bugün prenses gibiydin.
+şimdi ne gibiyim?
-maymun gibisin.
by eski patronum, bebeğim.
sırf trip yememek için bile dinlenebilir. genelde haklı da çıkarlar.
-ben sana o kadar yalvardım, dinlesen bugün prenses gibiydin.
+şimdi ne gibiyim?
-maymun gibisin.
by eski patronum, bebeğim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?