bir istanbul masalından sonra yeni bir mehmet aslantuğ fırtınası...
belki de "adamına göre açmak" tır. "doğru yerde, doğru zamanda, doğru kişiye..." gerisi avucunu yalar...
kız 20 erkekse 61 yaşındaysa ortada ciddi bir baba fügürü eksikliği sendromu olabilir.
sevgiliye bir türlü söyleyemediğiniz ya da söylemesi mümkün olmayan tümcelere başlangıç nidasıdır.kimi zaman şartlar olgunlaşmamıştır ya da el vermez de ondan söylenemez.belki de sevgili sevgili olduğunu bile bilmemektedir.işte o yüzden daha fazla tutamazsınız içinizde bazı şeyleri ve benim gibi buradan haykırırsınız.
ey sevgili;
biliyor musun ki sen benim sevgilimsin hem de uzunca bir zamandır. bu genç yaşta bu kadar yorulmuş kırılmış ve üzülmüş bu kalp, uzunca bir aradan sonra uzunca bir süredir yalnızca seni sevdi.sen bilmezsin ama o hep seni özledi çünkü özleyecek o kadar çok insan ve özlemini duyacak o kadar çok şey verdı ki artık o bunların hepsini tek bir bünyede topladı, sana yükledi , senden bekledi ve işte bu yüzden seni özledi.sen belki bilmiyordun belki de farkında değildin ya da değilmiş gibi davranıyordun ancak o kadar yaşanmışlığın o kadar olayın üzerine tutunacak tek tük birkaç daldan biriydin tek umut ışığı ve tek geriye kalan bir tek sendin. çünkü o sana birden fazla ve çok derin anlamlar yüklemişti. ve belki de her zamankinden çok ihtiyacı vardı sana artık.bilemiyordu belki de gözünde çok büyütmüştü seni ya da senden çok şey bekliyordu ya da hep senden bekliyordu ama bekliyordu işte. kimbilir belki daha neler vardı kelimeler kifayetsiz kaldığı için ne sana ne de burda kelimelere dökemedi.ve işte tüm bunlardan ötürü kaybetme korkusu sardı tüm bedenini.hem senden hem de yeni bir kayba nasıl dayanabileceğini bilemediğinden dolayıydı.
ey sevgili;
bilir misin ki bir insan aynı bir çift gözde hem derin bir kederi hem de sonsuz bir mutluluğu ve umudu görebilir,tadabilir. bilir misin yalnızca bir çift göz, aynı bir çift göz " bu gözlerin sahibi " aynı vücud ikliminde bu kadar farklı duygulara sebebiyet verebilir.ne demişler " ağaca dayanma kurur , insana dayanma ölür. " evet biliyorum hakikaten de öyle oluyor hem de çok iyi biliyorum ; ama tüm bunlara rağmen yine dayanıyorum işte sana.sen beni için kesin bir dayanaksın üstelik "mesnetsiz". işte böyle de bir tezat bizimkisi. şimdi bakıyorum da artık sadece olumlu düşünebiliyorum senin hakkında. sen sadece beni mutlu etme bana destek olma ve umut verme misyonunu edinmişsin son zamanlarda.biraz olsun yüzüne de söyleyebildiğim gibi evet çok özelsin ve bir çok nedeni var.ancak tüm bunların belli bir kaynağı ve çıkış noktası var işte o da hayatın bazı kesin gerçeklerinden dolayı.şöyle ki;
seni tanımak gerçekten güzel,
iyi ki seni tanıyorum çünkü her gün senin gibi insanlarla karşılaşmıyoruz,karşılaşamıyoruz şu hayatta,
iyi ki varsın,iyi ki hayatımdasın,
ilgilenildiğini bilmek,biri tarafından merak edilmek ne kadar hoş...
ve önemsenmek...
o kadar hayat koşuşturmacasının içinde bana o çık kaymetli vaktini ayırman mutluluk verici,
ve de sen bilsen de bilmesen de, " ben de... " dediğini duyar gibi olsam da olmasan da...
" seni çok seviyorum "
ve binlerce kez teşekkürler her seferinde beni oralardan tutup çıkardığın,silkeleyip bi şekilde kendime getirdiğin ve hayata yeniden bağladığın için...
cesaret verdiğin için...
devam edebilmek dileğiyle...
aşkla ve sevgiyle...
ey sevgili;
biliyor musun ki sen benim sevgilimsin hem de uzunca bir zamandır. bu genç yaşta bu kadar yorulmuş kırılmış ve üzülmüş bu kalp, uzunca bir aradan sonra uzunca bir süredir yalnızca seni sevdi.sen bilmezsin ama o hep seni özledi çünkü özleyecek o kadar çok insan ve özlemini duyacak o kadar çok şey verdı ki artık o bunların hepsini tek bir bünyede topladı, sana yükledi , senden bekledi ve işte bu yüzden seni özledi.sen belki bilmiyordun belki de farkında değildin ya da değilmiş gibi davranıyordun ancak o kadar yaşanmışlığın o kadar olayın üzerine tutunacak tek tük birkaç daldan biriydin tek umut ışığı ve tek geriye kalan bir tek sendin. çünkü o sana birden fazla ve çok derin anlamlar yüklemişti. ve belki de her zamankinden çok ihtiyacı vardı sana artık.bilemiyordu belki de gözünde çok büyütmüştü seni ya da senden çok şey bekliyordu ya da hep senden bekliyordu ama bekliyordu işte. kimbilir belki daha neler vardı kelimeler kifayetsiz kaldığı için ne sana ne de burda kelimelere dökemedi.ve işte tüm bunlardan ötürü kaybetme korkusu sardı tüm bedenini.hem senden hem de yeni bir kayba nasıl dayanabileceğini bilemediğinden dolayıydı.
ey sevgili;
bilir misin ki bir insan aynı bir çift gözde hem derin bir kederi hem de sonsuz bir mutluluğu ve umudu görebilir,tadabilir. bilir misin yalnızca bir çift göz, aynı bir çift göz " bu gözlerin sahibi " aynı vücud ikliminde bu kadar farklı duygulara sebebiyet verebilir.ne demişler " ağaca dayanma kurur , insana dayanma ölür. " evet biliyorum hakikaten de öyle oluyor hem de çok iyi biliyorum ; ama tüm bunlara rağmen yine dayanıyorum işte sana.sen beni için kesin bir dayanaksın üstelik "mesnetsiz". işte böyle de bir tezat bizimkisi. şimdi bakıyorum da artık sadece olumlu düşünebiliyorum senin hakkında. sen sadece beni mutlu etme bana destek olma ve umut verme misyonunu edinmişsin son zamanlarda.biraz olsun yüzüne de söyleyebildiğim gibi evet çok özelsin ve bir çok nedeni var.ancak tüm bunların belli bir kaynağı ve çıkış noktası var işte o da hayatın bazı kesin gerçeklerinden dolayı.şöyle ki;
seni tanımak gerçekten güzel,
iyi ki seni tanıyorum çünkü her gün senin gibi insanlarla karşılaşmıyoruz,karşılaşamıyoruz şu hayatta,
iyi ki varsın,iyi ki hayatımdasın,
ilgilenildiğini bilmek,biri tarafından merak edilmek ne kadar hoş...
ve önemsenmek...
o kadar hayat koşuşturmacasının içinde bana o çık kaymetli vaktini ayırman mutluluk verici,
ve de sen bilsen de bilmesen de, " ben de... " dediğini duyar gibi olsam da olmasan da...
" seni çok seviyorum "
ve binlerce kez teşekkürler her seferinde beni oralardan tutup çıkardığın,silkeleyip bi şekilde kendime getirdiğin ve hayata yeniden bağladığın için...
cesaret verdiğin için...
devam edebilmek dileğiyle...
aşkla ve sevgiyle...
vücudun çeşitli yerlerinde kitle de oluşturabiliyor aynı zamanda.mesela cep telefonlarının fazla kullanıma bağlı olarak beyinde tümör oluşturması gibi.
isminin bengüsu olması kuvvetle muhtemel kişilik.
genellikle anlamı gibi övülmüş ve de övülmeye layık olan kimselerdir ahmet’ler. türkiye’de en çok verilen isimler top 5’inde olduğu gibi genelde gönül tahtında da top 5 de olur bunlar,arkadaş çevrelerince de sevdiceğimizken de.ahmet adı toplumumuzda artık bir fenomendir.modası hiç bir zaman geçmeyecektir çünkü o artık bir klasiktir.laf aramızda bir erkeğe de en çok yakışan isimlerden biridir.sıradanlığı ve yüksek oranlı rastlantısallığı ahmet’ler için bir tehlike arz etmez.çünkü onlar kişilikleriyle isimlerini çok güzel taçlandırmayı ve yansıtmayı hatta daha da hoş anlamlar yüklemeyi bilirler.sanılanın aksine onlar hiç de sıradan diil tam tersine nev-i şahsına münhasır tiplerdir ve hiçbiri birbirinin aynı değillerdir.bu özellikleriyle isimlerindeki sıradanlığı kişilikleriyle ortadan kaldırmasını iyi bilirler.yani ya onlar isimlerinin anlamını böylelikle yansıtmaktadırlar ya da isimleri onları yansıtmış oluverir.
ömrü boyunca abi aslı nerde şakasına maruz kalan zat-ı muhteremlerin ismi.
çok zararlı bu çoook.tüm bünyeye bir anda virüs gibi bulaşıp kontrol altına alıyor.bağımlı olup tüm vaktinizi bunun karşısında geçiriyorsunuz ona buna sataşıp durarak.hele bir de friend listiniz kabarıksa sonunuz gelmiş demektir.artık ömrünüzün yarısı bu sitede geçecek demektir.iş,güç,vs... hak getire,kendimden biliyorum.ya hiç bulaşmayacaksınız ya da kapatacaksınız tabi eliniz giderse.
simitle kader arkadaşıdır bunlar.
kendinden çok aynı adı taşıyan jenerik jingleı tarafımca beğenilip,karşılaştığım bazı kişi triplerine karşı bağıra bağıra ve el çırparak sölemeyi uygun gördüğüm son dönem programı.
bildiğin yaz diyeti işte fazlasına gerek yok.niye kurcalar dururlar ki zaten?hepsi bu kadar işte... karpuz,peynir,ekmek(kepekli) yanına da bol su...
aldatma kalıbının kafanızdaki karşılığına göre doğru ya da yanlış olduğu kanısına varılabilecek önermedir.aldatmaktan kasıt göz çapkınlığı ya da duygusal çapkınlık ise evet hayatının belli dönemlerinde her erkek hatta her insan aldatır.ama birşeyleri illa ki fiziksel boyuta vurmak istiyorsak o zaman bu önerme her zaman geçerli olmayabilir.
bilgisayar mühendislerine has bir eylem olsa gerek.herşeyi kodladıkları için bunu da hatta tüm hayatı kodlayabileceklerini zannediyorlar.ama yanılıyorlar.hayat önceden kodlanamaz.hayat ani ve beklenmedik küçük tatlı süprizleriyle güzel.yoksa ne anlamı kalırdı ki?
bilgisayar başında, gözünde gözlüğüyle,gecenin bir vakti,izlenildiğinden habersiz,sizi uykuda sandığı,derin derin yetiştirmeye çalıştığı proje üzerinde çalışırkenki,veya sınav kağıtlarının tümünü yorgun gözlerle ve sabrının son noktasında masanın üzerine saçmış,arasında kaybolmak üzere ve sabaha karşı okumaya çalıştığı zamanlarda.aslında öyle çekici oluyor ki ama o farkında değil.belki de onu çekici kılan da bu yani bu doğallığı...
bu durumda dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğunun piç olabilitesi yüksek.
kendileri 4.6.2008 tarihli avrupa yakasında arz-ı endam eylemişler,bu suretle bizi koltuklarımıza çivilemişlerdir.
hatta oğullarını da sünnet ettirecekmiş.
japon yapıyo,ama dandik yapıyo.
kurtlar vadisi’nin yeni theme’i
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?