portekizin yenme ihtimalinin daha fazla olduğu ama bizim denk geldiği takdirde müthiş bir patlama yapıp farklı yeneceğimiz maçtır.
(bkz: tac mahal)
yaptıran kişi şah cihan türk hükümdarı, devlet türk devleti, mimarlar türk mimarları olmasına rağmen hiç bir batılı kaynakta türklüğünden bahsedilmeyen yapıt.
evet gerçekten faşist olmak istemiyoruz o zaman bu adamların türk olması hiç mühim değil ama o zaman siz de hintli demeyin, milliyeti önemli değildir deyin dedirtir her aklıma gelişinde.
en doğrusu şu: tac mahal, 17. yüzyılda hindistanda yerleşik ama etnik kimliği önemli olmayan insanlar tarafından yapıldı.
evet gerçekten faşist olmak istemiyoruz o zaman bu adamların türk olması hiç mühim değil ama o zaman siz de hintli demeyin, milliyeti önemli değildir deyin dedirtir her aklıma gelişinde.
en doğrusu şu: tac mahal, 17. yüzyılda hindistanda yerleşik ama etnik kimliği önemli olmayan insanlar tarafından yapıldı.
(bkz: tekrar mühendislik)
zannedildiği gibi putperest, taşa, toprağa, hayvana, çimene ata geyiğe tapmayan insanlar. bu varlıkların hepsine yaratıcıdan dolayı saygı ve sevgi duyan ama dangalak avrupalıların biraz bunu anlaması mümkün olmadığından, daha çok da soykırımı maruz gösterme için yaptıkları putperest bunlar propagandasından böyle bilinen insanlardır.
(bkz: hasan huseyin ceylan)
aynı zamanda futbolcuların klüp değiştirmek için aldıkları ücrettir. iki futbolcu arasında şu şekilde konuşur:
- senin transfer fiyat’ın ne abi
- ...
işte burda bahsedilen transfer fiyat, o transfer fiyattır.
- senin transfer fiyat’ın ne abi
- ...
işte burda bahsedilen transfer fiyat, o transfer fiyattır.
o an anlarsınız ki gerçek arkadaşınız değildir kendisi. çünkü gerçek arkadaşlar 20 yıl geçse de kaldıkları yerden devam ederler konuşmaya.
anlatılanların hepsinin kuranda anlatılanlarla ilgisi olmayan filmdir. birinci sorun, kitapta "rabbim geri döndür" diye haykıran insanların daha çok george bush gibi ve onun gibilerin dünyayı rahat yönetebilmesi için yürütülen çeşitli projelere alet olanlar olmasıdır. ikinci sorun ise kuranda bahsedilen namaz ile filmdeki namazın arasındaki düşük korelasyon sorunudur.
katliamıyla ünlü bir şehirdir.
üzerinde hala dangalak sağ sol tartışmalarının yapıldığı solgan. yok bu solcularınmış sağcılar niye söylemiş falanı bırakıp da, ben insanım diyen herkesin söylemesi gereken söz.
dünyaya yayılmış bulunan yahudilerin az bir kısmı gibi, bulunduğu ülkenin diline,dinine kolayca uyum sağlamış, o ülkenin en damar milliyetçisi olmuş, ve sonunda o ülkenin cumhurbaşkanı olabilmiştir.
kendi iç dünyasında ateist olduğunu söyleyenler olmuştur ama aslında başka bir dine inanmaktadır. bu dinin ne olduğunu söyleyemem çünkü gizlidir. ama bugün de küresel şirketlerin eliyle dünyayı biz yönetiyoruz şeklinde bir takıntıya sahip olan insanlar da aynı dine mensuptur. bunu söyleyebilirim.
fedailerini istediği zaman istediği insanı cennete gönderebileceğine inandırmıştır ama bunu yapabilmek için en ufak ayrıntısına kadar düşünülmüş bir sistem kurmuştur.
ilk olarak, en fakir insanları seçmekle işe başlanır. bunlar bırakın bir kadına dokunmayı, hayatlarında güzel bir kadın bile görmemiş olan gençlerden seçilir.
bu gençler uzun süren silah kullanma, suikast eğitimleri boyunca sadece kendileri gibi fakir erkeklerle birlikte ve canlı kalmaya yetecek kadar yiyecekle yaşatılıp ve şeyhlerinin bir gün onları cennete götüreceğine yönelik bir telkin bombardımanına tutulurlar. bu fedainin eğitimindeki ilk aşamadır.
ikinci aşamada seçilenler bir süreliğine fiziksel olarak cennete alınıp orda yaşatılırlar. bunun için hazırlanmış gizli bir bahçesi vardır şeyhin. bu bahçe aynen kurandaki temsili cennet tasvirlerinde tarif edildiği gibi düzenlenmiştir. akarsu, ağaçlari kuşlar, musluklardan akan içecekler. ve dünyanın en güzel kadınları. bu kadınlar da özenle seçilir ve hayatları boyunca bu cennet seanslarında fedaiyi mutlu edebilmek için eğitilirler. cennete götürülecek olan fedai, uyuşturucu ile bayıltılıp bu bahçede onlarca kadın arasında uyandırılır bir kaç gün böyle yaşatılıp sonra tekrar bayıltılarak şeyhin karşısına çıkarılır. bundan sonrası çok kolaydır. şeyh fedaiye kendisini bir kaç gün için cennete götürdüğünü, eğer canını vermeyi kabul ederse hayatının sonuna kadar burada yaşayacağını söyler.
fedailerini istediği zaman istediği insanı cennete gönderebileceğine inandırmıştır ama bunu yapabilmek için en ufak ayrıntısına kadar düşünülmüş bir sistem kurmuştur.
ilk olarak, en fakir insanları seçmekle işe başlanır. bunlar bırakın bir kadına dokunmayı, hayatlarında güzel bir kadın bile görmemiş olan gençlerden seçilir.
bu gençler uzun süren silah kullanma, suikast eğitimleri boyunca sadece kendileri gibi fakir erkeklerle birlikte ve canlı kalmaya yetecek kadar yiyecekle yaşatılıp ve şeyhlerinin bir gün onları cennete götüreceğine yönelik bir telkin bombardımanına tutulurlar. bu fedainin eğitimindeki ilk aşamadır.
ikinci aşamada seçilenler bir süreliğine fiziksel olarak cennete alınıp orda yaşatılırlar. bunun için hazırlanmış gizli bir bahçesi vardır şeyhin. bu bahçe aynen kurandaki temsili cennet tasvirlerinde tarif edildiği gibi düzenlenmiştir. akarsu, ağaçlari kuşlar, musluklardan akan içecekler. ve dünyanın en güzel kadınları. bu kadınlar da özenle seçilir ve hayatları boyunca bu cennet seanslarında fedaiyi mutlu edebilmek için eğitilirler. cennete götürülecek olan fedai, uyuşturucu ile bayıltılıp bu bahçede onlarca kadın arasında uyandırılır bir kaç gün böyle yaşatılıp sonra tekrar bayıltılarak şeyhin karşısına çıkarılır. bundan sonrası çok kolaydır. şeyh fedaiye kendisini bir kaç gün için cennete götürdüğünü, eğer canını vermeyi kabul ederse hayatının sonuna kadar burada yaşayacağını söyler.
ender olsa da kalenin büyük olduğunu iddia eden tarafın göt olmasıyla da sonuçlanan süreçtir. şöyle ki; iddia sahibi taraf sizin tarafa güvenmediği için adımları kendi sayar. adımlar sayısının bitip de henüz diğer taşa ulaşılmamışsa o adımı sayanın yüzünde ulan keşke saymasaydık ifadesi yerleşir. diğer taraftan siz karşı tarafı göt etmenin ve kalenin küçülecek olmasının dayanılmaz hazzını yaşarsınız.
erkekten satilik arabaya göre temiz ve ortalamada kasislere daha yavaş girmiş olma ihtimali yüksek olmasına rağmen, debriyaj aşınması ve motorun uzun süreli yüksek devirde çalışması sebebiyle aşınması ve motor çalıştıktan sonra bir süre daha marşın basılı kalması gibi durumlara daha fazla maruz kalma ihtimali de yüksek olan arabadır.
bu baskı türünün pek bahsedilmeyen bir özelliği, aslında cinsiyet ayrımı yapmamasıdır. evet, erkekler üzerinde de toplumsal baskı vardır. sadece kızlarınkinin tersi yöndedir ama baskı kötü bir şeydir sonuçta.
aziz yıldırımın galatasaray için hakem satın alması kadar dumur bir olaydır. hayır, normal insan olsan bile utanç duyulacak bir şey, bide molla takımındansın, bari kadın bir tane olsaydı hadi bilemedin iki olsun... 6 ne ya?
"fitne, adam öldürmekten daha kötüdür." bakara,191. ayeti ışığında, kendisine terörist demek bile iltifat olurdu herhalde.
bana "bu metrobus istanbulun trafik sorununu çözsün, ben de bikini giyeceğim" dedirten alettir. nasıl olsa bu metrobus öyle bir alettir ki, adama jartiyer bile giydirir şeklinde bir kaygım yok. istanbulun trafik sorununun bu şekilde çözülemeyeceğini herkes bilir.
artık desmondun haline acımaya başlatmış dizidir. tamam dizideki karakterlerin hepsinin hayatı boktan ama bu bir şekilde zaten hepimizin hayatı buna benzer boktanlıklarla dolu denebilir.
desmondın durumu ise bambaşkadır. pennynin babasından klasik fakir erkeğin zengin sevgilisinin babası tribi beklerken, herif desmondı öyle bir aşağılamıştır ki bütün yeşilçam tarihinde, bu konsept üzerine kurulu filmlerin topunun anlatamadığını sadece bir kaç dakika içinde anlatmıştır.
sonra garibim hırs yapmış, beleş bir yelkenli bulup onurunu kurtarmak için yelkenle dünya turuna çıkmış, orda da aylar boyunca 108 dakika da bir uyanıp tuşa basmak zorunda kalmıştır.
daha gider bu.
desmondın durumu ise bambaşkadır. pennynin babasından klasik fakir erkeğin zengin sevgilisinin babası tribi beklerken, herif desmondı öyle bir aşağılamıştır ki bütün yeşilçam tarihinde, bu konsept üzerine kurulu filmlerin topunun anlatamadığını sadece bir kaç dakika içinde anlatmıştır.
sonra garibim hırs yapmış, beleş bir yelkenli bulup onurunu kurtarmak için yelkenle dünya turuna çıkmış, orda da aylar boyunca 108 dakika da bir uyanıp tuşa basmak zorunda kalmıştır.
daha gider bu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?