ilkolul,ortaokul,lise derken zorlu ve yıpratıcı bir senenin sonunda bu ülkenin onaylı bir üniversitesine girmişsinizdir. aileniz artık "hayatı kurtuldu" diye sevinmektedir. 4 yıl boyunca onların fedakarlığı sayesinde evinizden uzakta okursunuz. bu süre zarfında yabancı dilinizi geliştirirsiniz,kişisel gelişiminize önem veririsiniz,4 sene sonunda idealist fikirlerle dolu,kendine güvenen bir insan olarak eve dönersiniz. çevrenin hayranlık dolu bakışları,size vakfedilen "aklıbaşında,ciddi,akıllı"genç imajı popülaritenizi arttırır.
ilk iş başvurularınız istediğiniz sektörün istediğiniz kademesine olurken zaman geçip başvurularınıza cevap almamaya başlayınca bu durumun paniğiyle çerçeveyi genişletir başka iş kollarına yönelmeye başlarsınız. bunlardanda sonuç alamayıp, mezuniyetten beri geçen süre da arttıkça etrafın hayranlık dolu tavırları acıma/hayalkırıklığına dönüşür. bir süre sonra alakasız işler başvurursunuz. "yeterki bir yere girsem" mantığı iliklerinize kadar işler. idealizim,kendine güven ölmüştür. kendi yeteneklerinizden,eğitiminizden şüphe eder hale gelirsiniz.evden para almak çok ağır gelir. dışarı çıkmak istemezsiniz. arkadaşlarınız işe girmiş,kariyer hedeflemesi yapıyorlarken,hatta evlilik planlarına geçmişken siz daha hayatınızın bu aşaması içinde bocalamaktasınızdır. insanlar milyarlar şeklinde maaşlardan bahsederlerken siz 500-600 milyona fit olmuş durumdasınızdır. tüm bu bunalımlar içinde "keşke okumasaydım" diye hayıflanır. içinde bulunduğunuz şartlara lanet edersiniz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?