umut sarıkaya

nerobianco
bir yazısından..

"...nihayet bir hafta geçmiş, yatılı misafirim olan seçkin’i otogardan memleketine giden otobüse bindirmiştim. giden otobüsün arkasından el sallarken bir sigara yaktım. bir yazar olmama rağmen otogarlar bana hiç hüzün vermez. yan yana dizilmiş acenteleri, otobüs firmalarını görünce şairler, yazarlar niye bu kadar çok hüzünleniyor anlamıyorum. sonuçta çok büyük para dönüyor taşımacılık sektöründe. bu dağ gibi gerçek ortada dururken gönlümde hüzne yer olamaz. tamam, "bir şehri terk edip gitmek, tanımadığınız bi kente mesela yozgat’a tek gidişlik bi bilet almak" gibi düşünceler bana da hüzün veriyor. ama tam hüzünlenecek gibi olacakken birden "günde 100 yolcu taşısa, firmanın şu kadar otobüsü olsa, benzini topkek masrafını çıkarsan, sana kalır ayda şu kadar kemiksiz para" diye hesaplar yaparken buluyorum kendimi..."
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol