ikisi çok farklı şeylerdir.ama; ülkemizde bu konularla ilgilenen,yorum yapan şahısların bu olayı kavram salatasına çevirdiği de aşikardır.
bildiğimiz gibi,bazı aydınlarımız(!) türkiye’de türk’ten başka etnik unsurların da olduğunu,en az onlarında türkler kadar bu ülkenin gidişatı hakkında söz sahibi olduklarını,şimdiye kadar bu haklarını kullanamadıklarını ve bu gaspedilmiş haklarının verilmesi gerketiğini söylüyor.ve bu aydınlarımız ezilenlerin savaşçısı edasıyla sürekli olarak kendilerini "türkiyeli aydınlar" olarak takdim ediyorlar.yerine göre çeşitli sıfatlarla "türkiyeli kadınlar","türkiyeli öğretmenler" şeklinde tanınmak istiyorlar.yine aynı zihniyet nam-ı diyar "türk bayrağı"nı türkiye bayrağı,türk vatandaşlarını "türkiye vatandaşı" olarak ilan ediyorlar.
ama aynı aydınlarımız türkiye içinde veya dışında türk vatandaşlarının karıştığı olayları olumluysa türkiyelilere,olumsuzsa türk’lere mal ediyor.geçenlerde hitler’in
torunlarının hüküm sürdüğü almanya’da kendi çapında araştırma yapan bir alman araştırmacı grup goya türk çocuklarının alman çocuklarından %15 daha saf olduğunu açıklıyorlardı.bizim türkiyeli basınımız ve bazı aydınlarımız(!) maşetlerine ve köşelerine bu konuyu "türkiyeli" değil,"türk" sıfatını kullanarak taşıdılar.halbuki türkiye’de yaşayan herkes türk değil ve türkiye’den başka ülkelere giden herkes de doğal olarak türk değil.
işin özeti, bu zihniyet kendisiyle çelişiyor. kavramların kullanılışında ise kriter şu:iyiler,aydınlar türkiyeli, aptallar türk!
bu hareketler psikolojik savaşın daniskasıdır.
not:sözlük içerisinde de bu olaya ne yazık ki çok dikat edilmiyor.(bkz: turklere ozgu hareketler),(bkz: turkleri ayird eden ozellikler) başlıklarında, kötü niyetlerinin olmadığını adım gibi bildiğim bazı yazarların dikkatsiz davranması iyi olmuyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?