özellikle bu yıl, ağustos sıcağına denk gelen ramazan ayında tarım ve inşaat gibi beden gücüne dayalı işlerde sıkça bu yabancı uyruklu işçilerin işgücüne başvurulmuştur. islamdan gerekli ahlakı, dürüstlüğü, doğruluğu alıp almadığını hiç sklemese de ramazanda mutlaka orucunu aksatmamayı marifet bilen çiftçi vatandaşımız, ağustos sıcağında 16 saat sürecek orucu bağda bahçede çalışarak tamamlayamayacağını bildiğinden orucu aksatmak yerine oruç tutmayan yabancı uyruklu işçilerle işlerini görme yoluna gitmeye başlamıştır. karadeniz bölgesindeki fındık ve çay tarımında gürcü işçiler en çok arananlardır. maliyetleri de yerli işçilere göre nerdeyse yarı yarıyadır.
az buçuk türkçe bilen bir tanesiyle yaptığım sohbet;
+ sizde tanrı var? (kendi dilinizi bilmeyen yabancıyla konuşurken yapım çekim soru eki kullanmama durumu)
- (elini göstererek) tanrı bu, bu ekmek veriyor.
+ ramazan?
- ramazan var ama ne zaman çalışmak var o zaman ramazan yok.
yani diyorki, neyse açık zaten. başka bir entryde de yazmıştım, yetmişlerde türkiye için almanya neyse şu an türkiye bu yabancı uyruklular için aynı şeydir. aslında haklarında anlatacak çok şey vardır, sefil, bölük pörçük bir hayatları olduğundan, falan fıstıktan bahsedilebilir ama ben victor hugo değilim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?