the curious case of benjamin button

laughter
film bittikten sonra ’ya ben 9:30 civarı başlamıştım, saat yarım oldu, şimdi bitiyo, bu ne iş’ dememe sebebiyet veren, fazlasıyla uzun ama güzel film.

allah sinemada seyredenlere sabır versin lakin reklamıdır, film tanıtımıdır, arasıdır; herhalde sabah gir akşam çık olmuştur. yine de dediğim gibi güzel filmdi.

özellikle; brad pitt’e karşı normalin dışında yani genç kızların sevgilisi tarzında bir beğeni değil, bildiğin varolmasını sanat eseri gibi karşıladığım bir hayranlığım olduğunu da gördüm. ve ’bu adam benim olmalı’ gibi beylik laflar da etmedim çünkü boşa çabanın dik alası olurdu.

o yüzden tek dileğim o karşımda dursun, yani öylece dursun ben saatlerce izleyebilirim. bunu rahatlıkla söylüyorum çünkü adamın yaşlı makyajlı haline bile ilgi duyuyorsam bu kadarcık laf hiç de abartı kaçmaz.

filmi sanatsal açıdan falan değerlendiremeyeceğim çünkü benim için filmdeki en sanatsal öğe brad’ti, zaten o da oscar’a aday gösterilmiş. buradan yapımcılara sesleniyorum; brad’in bulunduğu daha çok sahne, daha çok film. ayrıca herhangi bi korku olmasın, o adam yaşlanmayacak. yıllanacak ama yaşlanmayacak. yani ben nine moduna geçer, bel büküp, suratımın hangi haritaya benzediğini tartışır hale gelirim ama o adam hep fit ve taş kalır.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol