ilköğretim ve lise boyunca asla hiçbir yönden propaganda içermeyecek derecede tarafsız ve objektif olarak göremeyeceğiniz derstir. ha, bir de tarih derslerinde yakın tarih verilmez, 1945’e kadar tarih görür sonra da ülkenizin otuz kırk yıl öncesini bilmeyen bir kuşak olarak mezun olur gider kapitalist kapitalist, emperyalizmin kuklası veletler olarak işlere girer, iş sahibi olur çalışırsınız. sömürür, sömürülürsünüz aptal sistemde. fakat asla ne oldu da yurdumuz bu duruma geldi, ne oldu da akplere kaldık, bunları bu arih dersiyle öğrenemezsiniz. 12 yıl boyunca bir osmanlı tarihidir okur durursunuz.
e ne olur? sistem kendini korumuş olur. başka ne olur? sistem, gerileme, karşı devrim çabaları içerisinde var olan ve zaten yeterince dandik olan sistemin daha da gerilemesini isteyen gerici, emperyalist, şu -ist, bu -ist bir sürü dış ve iç düşmanı destekleyerek kendi sonunu getirir. aferin sisteme.. aferin sistemi bugüne getirenlere.
tarihi, gerek medeniyetler tarihini, gerek osmanlı tarihini ve gerekse yakın tarihi öğrenmek için yurdum öğrencisinin yapabileceği tek şey okumaktır. okumak, olabildiğine çok ve dur durak bilmeden okumak.
yoksa ne olur? kenan evren i allah sanan beyni yikanmis genclik alır başını gider, türer ve ürer. başka? almanya yenilince biz de yenilmiş sayıldık ya şimdi de ’x’ yenilince yine yenilmiş sayılmamız normal olur.
stalin’e demişler "stalin! stalin! yaptıklarını, bütün bunları tarih yazmayacak mı sanıyorsun?" diye. stalin’in cevabı sorunun hemen ardından emin bir şekilde gelmiş, "o, tarihi kimin yazdığına bağlı."
tarihi biz yazsaydık, belki kabul edebilirdik propagandayı, tarih dersine sıkıştırdığımız yalanları ve aman çocuklar bunu görmesin korkusunu. fakat, ne kadar acı ki tarihi biz yazmadık, başkalarını kandırmıyoruz, yalnızca kendimiz, kendi meyvelerimizi ve geleceği kandırıyoruz. başkasına ait olan bir gelecek değil o gelecek de, o da bizim geleceğimiz. stalin tarihi kendisi yazmıştı, bizse başkaları tarafından yazılmış olan hakkında kıvırtıyor, kendi kendimizi kandırıyoruz. suçlu kendini kandırır mı? suçlu, suçunu örtbas etmek adına o sırada suçlu için düşman sayılan diğerlerini, belki de en az onun kadar diğer masumları kandırır. biz, bizi; kendimizi kandırıyoruz. nereye varabiliriz? bir hiçe, hatta belki hiçliğe. hiç olmak yakın, yolun sonunda bir hiç olmak varmış gibi gözüküyor. tabii ki izlenilen yol değiştirilebilir, başkaya yönelinebilir. önce tarihi yazmak...
tarihi ne zaman bizler yazarız, ancak onu gerçekten gerçel şekilde okuduğumuz ve anladığımız zaman. okuyup anladığımız, doğru düzgün yorumladığımız ve dersler çıkardığımız bir tarih, ardından tarihi yazacak güce erişeceğiz. ve tarihi doğru düzgün okuduğumuz sürece güç kesintisiz ve sonsuz olacaktır. kitaplar yasaklanmadığı, yakılmadığı sürece de. bu da bir kandırma yöntemi sonuçta. eğer devam edersem, yazdıklarım yazacaklarım yoluyla uzayacaktır ve tarih başlığına yazılmaması gerekenler yazılır. o da olmaz. o nedenle, sustum.
gerçi ’tarih’ başlığı, adı üstünde ’tarih’... her şey buraya, her şekilde, herkes tarafından yazılmalı. tarihi yazmalı...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?