sürü psikolojisi

ankakusu
her zaman ilgiyle takip etmis, gözlemlemisimdir ’sürü psikolojisi’ var diyenlerin ’sürü psikolojisi’ ile hareket etmelerini. bunu dile getirenlere bir bakin, büründükleri kimliklere bir bakin. çogunda bir fikre veya fikirler bütününe aidiyet duygusunun yansimalari rahatlikla görülebilecektir. ve yine dikkat edin ayni sahislar tipki kendileri gibi ’sürü psikolojisi’nden dem vuran insanlari ararlar. büründükleri kimlikler de zaten bunun göstergesidir. mesela, fikri ve zikri sadece siyaset olmayan ortamlara siyasi bir kimlik ile girerler.

kendi fikirlerinde olan kisi veya kisileri bulduklarinda sirf ayni fikirleri paylasmalarindan dolayi düzinelerce övgü ve meth ile dolu yazilar yazarlar. bulduklari ikonlari, büyüklü, küçüklü idolleri kendilerinden tiksinmeden, yapmacik olduklarinin farkina varmadan yikayip, yaglarlar. bunu yaparken kendi kisiliklerini zedelediklerinin farkinda degillerdir sanirim.

o halde söyle bir sonuç cikiyor diyebilir miyiz; ’sürü psikolojisi’ gayet dogal ve insani bir davranistir... bilemiyorum... ama bununla hareket edenlere hafifletici bir sebep olarak görülebilecegi kanaatindeyim.

halki ’sürü psikolojisi’ ile hareket etmek ile suçlayip, bununla hor görüp, kendilerinin en az onlar kadar ’sürü psikolojisi’nin gerektirdiklerini yerine getirdiklerinin farkinda degillerdir ne yazik ki. aslinda onlarin bu konuda halktan pek farki yoktur. eger varsa bir fark, bu halkin koyun sürüsü, ’sürü psikolojisi’ ile hareket ediyor bunlar diyip aynisini yapanlarin it veya çakal sürüsü olmasidir. ama ben yinede farklari olmadigini yinelemek isterim.

bir baska çeliski ise bu psikolojiden yakinip aynisini yapanlarin bireyciligi savunmasidir. birey olmak, saglam bir kisilik, karakter ve adam olma, ki birbirine pekte uzak olmayan kelimelerdir, vasiflari olmadan meydana gelmez. aksi takdirde kisi kendini birey zannetse, bunu savunsa dahi öyle degildir. çok merak ediyorum o yikayip, yagladiklari sahislara karsi günü geldiginde, farkli düsündükleri zaman bunu ona karsi ifade edebilecekler mi... o kadar yürekleri, o kadarcik kisilikleri var mi?

bir çogu halkin begenilerinin neredeyse hepsine muhaliftirler. ama dikkat edin, muhaliflikleri ’muhalif olmak için muhalif olmak’tan, birilerine ’bende sizdenim’ mesaji vermekten öteye gitmemektedir. çünkü çözüm üretmezler sadece muhaliftirler. çözüm konusunda kendilerine ait fikirler, sentezler olmadigindan dolayi bunu baskalarinin çözümlerine, fikirlerine, sentezlerine siginarak kapatmaya çalisirlar. olaylarin çözümlerini dile getirirken en büyük silahlari, kendilerine ait olmayan, alintilardir.

bugüne kadar en ufak bir gruplasmanin içinde olmadigim için ben rahatlikla, ister benimle ayni fikirde olsun ister olmasin, tenkitlerimi iletebilirim. kirilip, kirilmamasi kendi tercihidir. sunu herkes bilsin; ben insanlara kizmam, kin de tutmam. çünkü her dedigim, fikrin sahibine degil, onlarin fikir ve davranislarinadir. ve bilirim ki kimse bana ’kendi dogrularimdan’ daha yakin degildir. benim dogrularim saçma sapan olabilir ama bu fikirlerin öyle oldugunu kendim görmeden degistirmem, degistiremem.

belkide bu yüzden, yikama, yaglama yapamadigim, sahte ve samimiyetten yoksun davranamadigim, yalan söyleyemedigim için siyasette asla basarili olamaycagim. ve kim bilir belkide hayatta da basarili olamaycagim. sartlar zorlar bir kivirir, iki kiviririm, ki bu bile aslinda zayifliktir, ama üçüncüye kiviramam... o vakit kendimden tiksinmeye baslarim çünkü. insanin kendisinden tiksinmesi kadar agir bir durum aklima gelmiyor. o halde;

itibarsiz serefli olmayi, itibarli serefsiz olmaya yeglerim...
gelin ne halk sürü olsun ne de siz...
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol