yürüyorum kara toprağın ıssızlığında
seni nice göresim geliyor, amarillis’im.
ben, aydın bir insan eski bir çoban kılığında,
sen yaşadın diye geliyor bu yerleri öpüp sevesim.
seyrederim geceyarılarına dek yıldızları
kimin şerefine donanmış derim bu gökyüzü?
hep böyle sensiz mi geçecek bu cennet yazları?
hep böyle sensiz mi yolcu edeceğim turnalarla güzü?
yeşil yollarında yürür gibiyim sonrasızlığın
acılar toplamakta son çiçeklerden gönlüm yığın yığın,
ne zaman dolacak öpüş sesimizle yıldızların altı?
biliyorum beklemenin de bir güzelliği var,
bekledikçe gönül yemişi balla dolar
bir kovan bal olur sonunda en korkunç bunaltı.
(bkz: hasan izzettin dinamo)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?