meşrutiyetten bugüne siyasetin futbol markajı
futbol tarihini okumak aynı zamanda siyasi tarihi ve siyasi hesaplaşmaları okumak gibi... kulüp taraftarları üzerinden oy toplamak moda haline geldi... takımlar iktidar kararlarıyla liglerde tutuldu... oy için küme düşmeler kaldırıldı...
--------------------------------------------------------------------------------
bia haber merkezi
29/04/2006 ecevit kiliç
--------------------------------------------------------------------------------
bia (istanbul) - siyaset ve futbol ayrı dünyaların kavramları. biri sahanın içindeyse, öteki kale arkasında olmalı. ancak gerçekte öyle değil. içiçe geçmiş durumdalar. hem de futbolun türkiyede oynanmaya başlandığı andan itibaren.
1890lü yılların sonlarından itibaren ilk izmir ve ardından istanbulda ingilizler ve rumlar tarafından oynanmaya başlanan futbol kitle sporu olması nedeniyle siyasi yasaklarla karşılaştı.
müslüman gençlerin oynadığı maçlar ve kurdukları kulüpler hafiyelerin baskınına uğruyordu. çünkü müslüman türk seyircilerin futbol oynaması yasaktı. dönem ikinci abdülhamid dönemi, siyasi atmosfere ise istibdat (sınırsız monarji, despotluk) hakimdi ve kalabalıkların siyasi görüntü vermemesi gerekiyordu.
ittihat ve terakkiciler proges takımını satın aldı
siyasetin, futbola ilk ve etkin müdahalesi meşrutiyetin ilanından hemen sonra gerçekleşti. üstelik futbol, türkiyede henüz 20 yaşındayken. milliyetçi akımı güçlendirmek isteyen ittihat ve terakkiciler futbolun ilk oynandığı kentler olan izmir ve istanbulda kulüp oluşturma çabasındaydılar.
izmirde altayı kuran ittihatçılar, kadıköyde galatasaraydan ayrılan bir grubun kurduğu progres adlı kulübü satın aldılar ve adını altınordu diye değiştirdiler. kulübün başkanlığına da talat paşa geldi. diğer ittihatçılar da kulübe yönetici oldu. henüz futbolcu piyasası olmamasına karşın altınordu, diğer kulüplerdeki iyi futbolcuları topladı.
birinci dünya savaşında özellikle beşiktaş, galatasaray , fenerbahçe ve diğer takımların futbolculara cephelere savaşa gitti. ancak, altınordulu futbolculara askerlikten muafiyet getirildi. diğer takımların ilk on biri tamamlamakta zorluk çektiği hatta sahaya eksik çıktığı bu dönemde altınordu tam kadro sahadaydı. bunun sonucunda da 1917 ve 1918 yıllarında üst üste istanbul şampiyonu oldular.
chp il başkanları futbolun da patronuydu
oyunun devlet kontrolünde olduğu cumhuriyetin ilk yıllarında, cumhuriyet halk partisinin (chp) il başkanları aynı zamanda futbolun da patronuydu. 1950li ve 60lı yıllardaki demokrat parti ile adalet partisi (ap) iktidarlarında da tam anlamıyla bir futbol bürokrasisi oluştu. futbolun kitleselleştiği, profesyonelleştiği ve ticarileşmeye başladığı bu dönem siyasetin oyuna müdahalesini arttırdı.
bu dönemde futbol kulüpleri özellikle de üç büyükler iktidarla iç içeydi. beşiktaşın başkanlığını ap milletvekili talat asal yapıyordu. daha sonra bakan da olan asal, iktidarın önemli isimlerindendi. galatasaray başkanları sadık güz ve suphi batur da milletvekiliydi.
ap ve dpli milletvekilleri ve bakanları osman kavrakoğlu, zeki rıza sporel, bedii yazıcı, agah erozan ve medeni berk de fenerbahçede başkanlık yaptı.
özal döneminde siyasetle futbol arasındaki çizgi tamamen ortadan kalktı
1960lı ve 1970li yılarda siyaset futbola bulaşmasına rağmen yine de aralarında ince bir çizgi vardı. ama 1980li yılların başından itibaren özellikle de turgut özal döneminde bu çizgi tamamen ortadan kalktı. futbol artık siyasi iktidara göre değişiyor ve gelişiyordu!
kulüp taraftarları üzerinden oy toplamak moda haline geldi. partiler kentin takımına yakın durarak seçimi kazanıyordu. bu futbola büyük bir kirlilik bulaştırdı. takımlar iktidar kararlarıyla liglerde tutuldu. oy için küme düşmeler kaldırıldı.
hatta siyasetçiler, serbest piyasa ekonomisinin bir anda yarattığı ve kendilerine yakın olan hayali ihracatçılar, mafya liderleriyle birlikte futbol kulüplerini yönetmeye başladı.
darbeci paşalar futbol sahasında
aslında özal döneminin bu atmosferi darbeci paşalar tarafından önceden oluşturulmuştu. toplum yapısın tamamen değiştiren 12 eylül 1980 darbesi futbol sahalarına da yansımıştı. hem de daha önce görülmemiş faullerle. futbol federasyonu başkanlığına yılmaz tokatlı yı koyan darbeci paşalar, böylece futbolu da askeri usullerle yönetmeye başladı.
kenan evrenin talimatıyla ankaragücünün birinci lige alınması futbol tarihinde bir ilkti.
seçim kampanyalarının en büyük kozu futbol
futbolun artık bir endüstri olduğu 90lı yıllardan itibaren ise oyun, seçim kampanyalarının en büyük kozu haline geldi. adalet ve kalkınma partisinin (akp) iktidara gelmesiyle de siyasetin, futbola yönelik bu atakları ayyuka çıktı.
siyasetin futbola müdahale yöntemlerini geçmiş iktidarlardan özellikle de özaldan miras alan akp, bunu en üst düzeye taşıdı. bunun birinci nedeni akpnin önemli isimlerinin, başbakan recep tayyip erdoğan dahil futbol içinde gelmeleri.
birer futbolcu olarak yetişen bu akpliler oyunun toplum katındaki önemini ve günlük yaşamdaki etkinliğini çok iyi biliyor. bunun seçimlere yansıtma hesabını da iyi yapıyorlar. kontrol altına alınacak her kulüp o ilin veya ilçenin oylarının seçimde partiye gitmesidir.
akp ilk siyasi yenilgisini futbolda aldı
ikinci neden ise akpnin ilk siyasi yenilgisini futbol nedeniyle alması. akp, türkiyenin önemli illerinden trabzonda belediye seçimlerini başbakan erdoğanın fenerbahçeye sahip çıkması nedeniyle kaybetti. akpliler bu yenilgiyle futbolun kitleler üzerindeki etkisini iyice açığa çıkardı. böylelikle futbolu tamamen ele geçirme amaçlı hareket etmeye başladılar.
akp, ihaleler ve kendine yakın isimleri yönetimlerine yerleştirerek dört büyüklerde kontrol mekanizması oluşturdu. fenerbahçe yöneticilerinin akpnin iktidara gelmesiyle aldıkları ihaleler bunun en iyi örneğidir.
trabzonsporun başkanlığını başbakan erdoğanın en yakın dostu nuri albayrak, beşiktaşın ikinci başkanlığını ise içişleri bakanı abdülkadir aksu nun oğlu murat aksu yapıyor. galatasaray başkanı özhan canaydın ın kulüpler birliği başkanı seçilmesinde de akpnin önemli rolü oldu.
kasımpaşasporun bütçesinin galatasarayınkini aşması iktidarın futboldaki nimeti
akp, büyükşehir belediye başkanları ve bakanlar düzeyinde süper lig takımlarının önemli bir kısmını denetim altına aldı. kayserispor ve erciyesspor başbakan yardımcısı abdullah gül ün, sisasspar yine başbakan yardımcısı abdüllatif şener in ankara spor ankara büyükşehir belediye başkanı melih gökçek in, antalyaspor ve bursaspor ise iki ilin belediye başkanlarının takımı.
bir de başbakanın takımları var: kasımpaşaspor, siirtspor ve pazarspor. akpnin iktidara gelmesiyle tüm bu takımların önü açıldı. mücadele ettikleri liglerde üst sıralara yükseldiler. özellikle ikinci a kategorosine yükselmeyi garantileyen kasımpaşasporun bütçesinin galatasarayınkini aşması iktidarın futboldaki nimetidir.
federasyon seçimlerinde iktidar mafyaya karşı kaybetti
yine daha önceki iktidarlar gibi akpnin futboldaki temel hedefi futbolun en üst kuruluşu olan federasyondu. kulüpleri rahatlıkla kontrol altına alan akp, çok yoğun çabalara karşın bunu başaramadı. çünkü, futbol federasyonu, mafyanın en yerleşik ve etkin olduğu kurumların başında geliyor. federasyonun 1990lı yılların başından itibaren her seçiminde mafya damgası var. son seçimde de akpnin adayına karşı mafyanın desteklediği haluk ulusoy kazandı.
görüldüğü üzere futbol tarihini okumak aynı zamanda siyasi tarihi ve siyasi hesaplaşmaları okumak gibi. (ek/kö)
http://www.bianet.org/2006/04/28/78368.htm
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?