kahraman tazeoğlunun çok sevdiğim eserlerinden biri...
bu gemi nereye gidiyor usta?
içim bos gemiler boş!
bu gemi nereye gidiyor usta?
bir kız vardı! saçlarini ruzgara satan kız
bir nehir kiyisindaydi bir gece karşıya gecmek istedi
göz kapaklarındaki kan çanaklarındaki sunulmuştu hayat
hayat ağır geliyordu göz kapaklarına
çekik gözlerinde yüklü sevdalar yaşıyordu
nehrin karşısına geçmekti sadece niyeti
birşeyler geri çekiyordu
önce sustu! dinledi..
nehri rüzgarı..
yüzünü keşişlemeye döndü ve sattı saçlarını!
kısınca gözlerini hayat akar giderdi kenarlarından
karşısındaki nehir içinden geçerdi
ve o hiç içinden nehir geçen şarkıları bilmezdi
susardı! dinlerdi sesleri..
bir adam vardı karşıda susan bir adam!
konuşsa bilecekti gitse, gelicekti.
konuşmadı, gitmedi..
öylece durdu!
nehir saçlarını rüzgara satan kızın içinden geçiyordu!
gerisi yokluk, gerisi hiçlikti!
bu gemi nereye gidiyor usta dedi!
biliyordu! köprü az ötedeydi..
içinden nehirler geçen şarkılar duydu!
keşişleme bir rüzgar vardı!
ve hala saçlarını rüzgara satıyordu
bitip yitip başlamanın hüzünlü bekleyişindeydi
ne kalabiliyordu ne gidebiliyordu
şimdi öyle bir yerdeyim ki diyordu
aşağı dökülsem aşk
yukarı aksam ben
bir su olduğunu anladı
sen istediğin kadar yarımla beni ben seni tamamlarım!
adam nehrin karşısında bekliyordu..
gözlerinde yılların birikimi çizgiler
ellerinde şiir kokulu bir akşam!
şiirler okununca unutulmalı dedi!
hasret dokununca uyutulmalı..
adam sakindi.. adam suskun!
saçlarını rüzgara satan kız bir şiirdi ellerinde hiç bitmeyen!
beni tut! içine ser..
çekilmemiş fotoğrafların banyosuna sakladım gözlerimi
beni gör!sesime gel..
öyle inandır ki beni!
güneşi arkama alayım..
ve kulağına içinden nehirler geçen şarkılar söyleyeyim..
şarkıların bittiği yerde!
gözlerinde öleyim..
oraya yatır beni! gözlerine, aşka!
bu gemi nereye gidiyor usta?!
içim boş gemiler boş..
bu gemi nereye gidiyor usta!
elimi uzatmaya kaç sebebim var..
ve tutmamaya kaç bahanem..
elini uzatsan nehirlerden de geçer misin?
köprü olur mu onlar? sana ve bana..
ve rüzgar saçlarınla oynaşan keşişlemeler..
zamanı uzatsam? içinde ölebileceğimsin..
sana dokunmaya öyle birikmişim ki
parmak uçlarım kanıyor..
senelerdir su yüzü görmemiş topraklar gibisin!
sana aktıkça yutuyorsun beni..
aktıkça içine çekiyorsun..
bitmem ki çağlıyorum! çoğalıyorum..
çünkü kaçmadım! kalmayı seçtim..
bir uçuruma yuvarlanıyorum bilerek ve isteyerek..
al sesimi susumu us’umu..
ama sen’ime dokunma!
saçlarını yüzgara sat!
beni kendine kaç..
otoğanı kır yüreğime..
gecenin kırmızısında kaybol..
az ötende köprüler.. az kaldı!
geç.. senden başka sevmeye beni..
öleceksen! benden başla ölmeye..
bu gemi nereye gidiyor usta!
biz aynı yöne gidildikçe aynı yere gelinir yazalım mı denizlere?
gözlerin kalsın!
nehirler ve şarkılar kurusun! önemi yok..
sadece gözlerin..
bu adam dokunmadan gitmeyecek..
gömüleceği yer orası!
gidersen! sözün ayaklarına geçerse..
geri de bıraktıklarını düşün!
gidemezsen belli sebebi..
bazen kalmaktır,zor olan..
gitmek ile kaçmak aynı şeydir bazen..
ve o uçurumdan beraber yuvarlanır insan!
bilerek ve isteyerek..
gözlerindeki kan çanaklarına sunuyorum, kendimi..
burada kimim var ki?
içimde benden başka,içimde bir dışım var!
içimde yer yok başka.. dışında kimin var senin..
içindeki yoktan başka? biliyorum.. dışında bir yerdeyim
içimde heryer aşkın.. orada kimin var ki? içinde senden başka..
içimde bin yerin var! dışında herkes başka..
ve sen şimdi yatağında o nehir, kulaklarında..
bu gemi nereye gidiyor usta?!
kahraman tazeoğlu
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?