r.e.m; athens’de 1979 yılında georgia üniversitesi öğrencilerinden michael stipe’ın (4 ocak 1960 - decatur, georgia, usa) bir müzik dükkanında çalışan peter buck’la (6 aralık 1956 - berkeley, clifornia, usa) tanışması ve kısa bir süre sonra oda arkadaşı olmalarıyla başladı diyebiliriz. ikiliye kısa süre sonra grupta bas çalacak olan mike mills (17 aralık 1958 - orange country, california, usa) ve bateri çalacak olan bill berry’de (31 temmuz1958 - duluth, minnesota, usa) katıldı.
1980 yılının nisan ayında grup “twisted kites” adıyla arkadaşlarına, terkedilmiş bir kilisede konser verdi. aynı yılın yazında, grup sözlükten bakarak buldukları r.e.m adını aldı. bu sırada grup north carolina’da verdikleri bir konser sonucu ilk menajerleri jefferson holt’la tanıştı.
1981 yılının yazında grup, mitch easter’ın drive-in stüdyolarında yanlış kişilerin eline geçtiği için sadece 1.000 kopya satacak olan ilk singleları “radio free europe”u kaydetti. fakat single kolej radyoları tarafından çok başarılı bulundu ve aynı yıl en başarılı bağımsız single ödülünü aldı. single aynı zamanda plak şirketlerinin de dikkatini çekti ve grup 1982 yılında bağımsız bir indie plak şirketi olan i.r.s. records’la anlaşma imzaladı, böylece prodüktörlüğünü mitch easter yaptığı ve zaten hazır olan ep’leri “chronic town”u 1982 yılının ağustos ayında yayınladı. ep’de aynı “radio free europe” gibi çok başarılı oldu. bu ep aynı zamanda grubun 1983 yılının nisan ayında çıkacak ilk albümü “murmur”unda habercisiydi.
murmur’un soundu “chronic town”dan farklıydı ve müzik eleştirmenleri tarafından çok başarılı bulundu. albüm, rolling stone dergisi tarafından 1983 yılının en başarılı albümü seçildi.
r.e.m; 1984 yılının nisan ayında, 12 günde kaydettikleri albüm “reckoning”le geri döndü. albümden “so. central rain (i’m sorry)” adlı single çıktı. grup “reckoning”in tanıtımı için turnelere katılıp, kliplerle ve kolej radyosunun destekleriyle adından sıkça bahsettirmeye başladı. 1985 yılında amerika’da, r.e.m’in sounduna çok yakın; game theory ve rain parade gibi gruplar da çıkmaya başladı.
r.e.m. yarattığı büyük etkiyi 1985 yılında çıkardığı 3. albümü “fables of the reconstruction”la pekiştirdi. albüm londra’da, prodüktör joe boyd’le birlikte kaydedildi. “fables of the reconstruction”, grubun içinde bulunduğu karanlık ruh hali kadar r.e.m’in güneydeki kırsal kesime olan saplantısını da anlatıyordu. albümü desteklemek amacıyla verdikleri konserlerde michael stipe, sahnede gösterdiği tuhaf ve farklı davranışlarla ilgi çektiği kadar saçlarını beyaz sarıya boyaması ve üzerine bir kaç kat kıyafet giymesiyle de tüm dikkatleri üzerinde topluyordu.
grubun gerek konserlerde sergiledikleri garip davranışlar, gerekse verdikleri demeçler “fables of the reconstruction”ı, r.e.m’in çıkardığı en başarılı albüm olmasını engellemedi. albüm sadece amerikada 300.000 kopya sattı.
r.e.m. bir sonraki albümü don gehman’la çıkarmaya karar verdi. “lifes rich pageant” 1986 yılında piyasaya çıktı. lifes rich pageant’dan aylar sonra 1987 yılının baharında grup, “b-sides” ve çok az sayıda basılan “dead letter office”i yayınladı.
grup gün geçtikçe geniş bir hayran kitlesi kazanmaya başladı, bu sebepten dolayı grubun beşinci albümü “document” 1987 yılında piyasaya çıkmasının hemen ardından o yılın en başarılı albümleri arasına girdi. albümün prodüktörlüğünü grubun bundan sonraki on yıl içinde çıkartacağı tüm albümlerinde prodüktörü olacak scott litt üstlendi. albüm amerika albümler listesin’de 10 numaradan giriş yaptı. ayrıca document’tan çıkan single ‘the one i love’ da ingiltere’de grubun o zamana kadar çıkmış en başarılı parçası oldu ve bir platin ödül kazanarak, müzik listelerin’e 40 numaradan giriş yaptı. bir sonraki yıl grup, i.r.s records’la anlaşmasını fes edip warner bros’la anlaşma imzaladı.
grubun yeni plak şirketinden çıkardığı ilk albüm 1988 yılında piyasaya çıkan “green” oldu. albüm document’ın elde ettiği başarıyı devam ettirdi. albümden çıkan single “stan” iki platin ödül kazanırken müzik listelerine 10 numaradan giriş yaptı. r.e.m bu albümü dünya çapında çıktıkları bir turneyle tanıttı. ayrıca bu albüm için r.e.m., amerika’da ilk stadyum konserlerini verdi. stadyum konserinden büyük bir başarıyla ayrılmış olmalarına rağmen grup, avrupa’da barlarda konserler vermeye devam etti.
green albümü için verdikleri konserler sonrasında grup çok yorgun düştü ve 1989 yılına kadar sürecek bir dinlenme dönemine girdiler. bu süre içerisinde grup üyelerinden her biri farklı yan projelerde çalıştı. buck, berry ve mills; warren zevon’la birlikte 1986 yılında “hindu love gods” adlı bir albüm çıkardı.
1990 yılında grup üyeleri tekrar bir araya gelip yedinci albümleri “out of time”ın hazırlıklarına başladı ve albüm 1991 yılının baharında piyasaya çıktı. ingiltere ve amerika listelerine bir numaradan giriş yapan albümden çıkan ‘loosing my religion’ single’ı grubun o zamana kadar çıkarmış olduğu en başarılı parça oldu. ayrıca ‘loosing my religion’ amerika’da müzik listelerine 4 numaradan giriş yaptı. ayrıca albümden çıkan diğer single’lar; ‘shiny happy people’, ‘near wild heaven’ ve ‘radio song’du. green turnesi’nde yaşadıkları yoğun ve yorucu atmosferi göz önünde bulunduran grup, bu sefer albüm tanıtımı için turneye çıkmadı.
bununla birlikte “out of time” grubun çıkan en başarılı albümü oldu. sadece amerikada albüm 4 milyon kopya sattı ve listelerde 2 hafta boyunca bir numarada kaldı.
grup, 1992 yılının sonbaharında derin düşüncelerin anlatıldığı karanlık denebilecek albüm “automatic for the people”ı piyasaya sürdü. grup aslında “out of time”dan sonra bir rock albümü hazırlayacağını söylemişti fakat “automatic for the people”da da yavaş, dokunaklı şarkı sözleri ve melodiler bulunuyordu. hatta bazı parçalar, lez zeppelin’in basçısı john paul jones’un melankolik aranjmanlarıyla hazırlanmıştı. prosedüre uygun olarak “automatic for the people”da dört platin ödül ve albümden çıkan ve müzik listelerinde haftalarca kalan ‘drive’, ‘man on the moon’ ve ‘everybody hurts’le adından sıkça bahsettiren bir albüm oldu.
r.e.m, 1994 yılında “monster” albümüyle bir rock grubu olarak geri dönmeye karar verdi. albümün grubun köklerine bir geri dönüş olarak düşünüldü fakat kayıtlar çok yorucu ve stresli bir şekilde tamamlandı. buna rağmen albüm büyük bir çıkış yaptı,
sonbaharda yayınlanmasına rağmen amerika ve ingiltere müzik listelerine bir numaradan giriş yaptı. albümden çıkan ‘what’s the frequency, kenneth?’ ingiltere müzik listeleri’ne 9 numaradan giriş yaptı. aynı zamanda grup “green” albümleri için çıktıkları turneden sonra ilk defa 1995 yılında bir kez daha turneye çıkmaya karar verdi.
turnede iki ayını geçiren gruptan bill berry, bu esnada kötüleşti ve bir beyin anevrizmesı geçirdi. berry’e acil müdahele edildi ve bir ay içinde toparlanması sağlandı. r.e.m., berry’nin bu hastalığı sebebiyle turneye ara verdi, fakat aslında berry’nin hastalığı monster turnesi içinde geçecek kötü olayların sadece bir başlangıcıydı. gruptan mills, bağırsaklarındaki bir tümörü aldırmak için ameliyat oldu, bu olaydan bir ay sonra stipe fıtık ameliyatı oldu. bütün bu problemlerin yanı sıra turne gruba, büyük finansal destek sağladı ve r.e.m yeni albümlerinin en önemli kısmını bu sayede kaydetti. grubun yeni albümü 1996 sonbaharında piyasaya çıkmadan önce, r.e.m. uzun zamandır menajerleri olan jefferson holt’la yollarını ayırdı.
“new adventures in hi-fi” 1996 yılının eylül ayında piyasaya çıkmadan önce grup warner bros’la bir kez daha anlaşma imzaladı. bu anlaşma dünya tarihine geçecek bir anlaşmadır; çünkü şirket grupla 80 milyon dolara, beş albümlük bir kontrat imzaladı. albüm amerika’da iki, ingiltere’de ise bir numaradan giriş yaptı. “new adventures in hi-fi”dan çıkan ‘be mine’, ‘how the west was won and where it got us’ en başarılı single’lardı. ayrıca patti smith’in de vokallerinin bulunduğu ‘e-bow the letter’, ingiltere single’lar listesinde 5 numaraya kadar çıktı. 1996 yılının başlarında albüm olumlu eleştirilerle müzik listelerinde yükselirken, grup üyeleri kendi bireysel çalışmaları üzerine yoğunlaşmaya başladı. stipe; kendi film şirketi single cell pictures’la, buck; mark eitzel için şarkı sözleri yazıp, tuatara adındaki bir caz grubuyla çalışmaya başladı.
1997 yılının ekim ayında r.e.m; hayranlarını ve basını şok edicek bir açıklamayla tekrar ortaya çıktı. açıklamaya göre grup üyelerinden berry, grupla geçirdiği 17 yıllık beraberliğinin ardından, hayatının geri kalanını bir çiftlikte geçirmek üzere gruptan ayrılıyordu. r.e.m bundan sonraki müzikal hayatına üç kişi devam edecekti. üçlü kısa bir sürede hawai’de tekrar bir araya geldi ve bir sonraki lp’lerinin ön hazırlıklarına başladı. grup, berry’nin yerini ise bir drum machine’le doldurdu. 1998 yılında ise “up” piyasaya çıktı. bu albüm grubun şimdiye kadar piyasaya sürdüğü en deneysel albüm olma özelliğini taşıyordu. albümün prodüktörlüğünü pat mccarthy yaptı. albüm “daysleeper” single’ıyla tanıtıldı ve bu single ingiltere müzik listelerine 10 numaradan giriş yaptı. “up” için verilen turnede gruba screamin trees’in bateristi barrett martin eşlik etti.
bir sonraki yıl grup, andy kaufman’ın biografisi olan film “man on the moon” için bir soundtrack çalışmasında bulundu. bu soundtrack çalışmasından çıkan en önemli parça ise “the great beyond” oldu.
r.e.m’in yeni albümü “reveal” 14 mayıs’ta piyasaya çıktı. albümden çıkan ilk single ise “imıtation of life”
r.e.m’in müzik dünyasına girişi post-punk’un, alternatif rock’a dönüştüğü döneme rastlıyor. 1981 yılında grubun ilk single’ı “radio free europe” çıkması, amerika’da tekrar garaj hareketinin harekete geçeceğine işaret ediyordu. 80’li yılların başında amerika’da hala punk ve hard rock grupları bulunurken r.e.m, müzik dünyasına pop soundunu geri getirdi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?