reha magden

ya basta viva zapatista
27 temmuz 2006 günü birgün gazetesinde melih pekdemir imzalı reha mağden anısına yazılan yazı aşağıdadır.

reha firar etti... ’geriye sayım bitti’ dedi ve gitti

iki gün önce, senin hakkında yazmış ve sana söz verdiğim üzere hayalindeki resmini çizmiştim köşeme reha; ışığında tebessüm vardı gözlerinin. ibo telefon etti, seni bir kez daha yazmamı istedi. meğer çok önceleri de, seni tanımadan önce yani, ölüme dair yazdıklarımda zaten varmışsın be reha...

madem öyle, alın işte, reha mağden’in hayatını ve eserlerini buraya da yazıyorum: "reha oğuz mağden, kule dibine düşmüş güneşi yerden kaldırdı, yarasını sardı. dalganın kıyıda unuttuğu köpüğünü denize attı. uçan kuştan kopan tüyü havada kapıp saksıya dikti. sonra saatine baktı; ’vakit tamam, bu kadar yeter’ dedi ve gitti."

bilirim, böyle bir hayat hikâyesi en çok sana keyif verirdi reha! çünkü bakıp bakıp da şu gezegenin ve memleketin ahvaline, kimi zaman sen de dellenmez miydin? de ki yine del-lendin. karanlığa koydun postanı. bıyıkların pos pos cesurdu. de ki yine dellendin. "hayda yiğidim hayda..ölümle randevum var ya" dedin ve işte bildin ve işte sen de gittin.

ama reha, içime doğdu, sen belki de firar ettin! göktaşısındır şimdi; ve kim bilir bizimle dalga bile geçmektesindir. yörüngesiz dengesiz firarlardasındır kozmik sonsuzluklara. ve mutlaka şöyle demektesindir: "sakın ha firarımı ihbar etmeyin! beni gördüğünüzde bir dilek tutun, rüşvetim olsun, yerine getireyim. samanyolu döğenini süreyim yıldız harmanlarının. burcunuzu söyleyin gidip kaderinize el koyayım nasıl arzularsanız. firari kalmak istiyorum saatler susmuşken." vallahi böyle deyip üstüne bir de tebessüm etmektesindir.

sana hasetliğimi söylemiştim: çünkü hem delifişek hem derviş, azıcık filozof ve epey devrimci bir divane olabilmiştin. insanı gerginlikten kurtarıp bir reha’vet verici makam kalabilme yeteneğini kimseden esirgememiştin. ama hani kavlimiz vardı. biraz daha yaşlanınca, bir punduna getirip karadeniz kıyısında bir yerde yan yana iki ev yapacaktık ve birbirimize misafirliğe gidecektik; sözümüz söz mü firari dervişim?

yalanlarımızla bin yaşıyoruz be reha; bizi doğrularımız öldürüyor.

işte hayat işte ölüm

ayakta hayat bitkin mi bitkin

ölüm yerde sere serpe rahat mı rahat

neredeysen, orada da reha’vet makamı ol, rahat uyu kardeşim...

gün ola... ölüm öle...
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol