aklima geldikce izlerim ben bu oyunu, her izledigimde yine buyuk keyif alir yine hayran kalirim kalitesine.
ozellikle final sahnesinde demet akbağ ile olgun şimşek'in birlikte oynadiklari, oglunu askere bir turlu yollamak istemeyen anne bolumundeki son mektup sahnesi içleri yakar. mektup metni su sekildedir;
sevgili anneciğim,
burada mektup yazabilmek öyle zor ki, ancak şimdi yazabiliyorum. buraya geleli tam yetmiş iki gün oldu. oralar nasıl? sen iyi misin? diyorsun. buralar iyi, her yan çiçek, çiçekler güzel, altlarındaki mayınları saymazsan. çocuklar gülyüzlü, çocuklar güzel, çocukluklarını hiç yaşayamadıklarını saymazsan. insanlar güzel, açlıklarını ve öfkelerini saymazsan. bana gelince; ben çok iyiyim, göğsümdeki yarayı saymazsan. üzülme anne, üzülme. belki başka bir zaman, belki kavgasız bir dünyada, belki başka bir hayatta senin yüzünde gülen bir çocuk olurum yine. yaralı bir annenin yüzüyle gülmeyi bilenler, becerirler savaşsız yaşamayı da. anaların yaktıkları ağıt bazen türkçe, bazen kürtçe ve her savaşta analar ölüyor aslında. hoşçakal anne hoşçakal.
oğlun..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?