oğuzlar, 10. asrın ilk yarısında, kışlık merkezi yeni-kent olan bir devlet kurmuşlardı. başta yabgu bulunuyor. kül erkin unvanlı bir başbuğ, ona naiplik yapıyor, orduyu subaşı idare ediyordu. yabgu devleti’nin komşuları peçenekler ve hazarlar’la münasebetinin pek dostane olmadığını gösteren deliller vardı. ibn-i fadlan (10. asrın ilk çeyreği) ve el-mes‘udi’ye göre, aralarında savaş eksik değildi. harezm’in yerli hanedanı afrigiler, oğuz baskısı altında idiler. oğuzlar’ın doğudaki komşuları karluklar ile de mücadele halinde oldukları, aralarındaki savaşlardan birinde, oğuz yabgusu’nun ölmesinden anlaşılıyor.
diğer taraftan kaşgarlı mahmud, oğuzlar’la çiğiller arasında köklü bir düşmanlıktan bahseder. kuzeyde kimekler ile ise bazen dostça, bazen hasmane münasebetler devam edip gidiyordu. bu oğuzlar, umumî “türk” adı yanında, yine siyasî bir isimlendirme olarak “türkmen” adını da taşıyorlardı ki, müslüman ülkelerine geldikten sonra islam kaynaklarında bu isimle de anılmışlardır.
oğuz yabgu devleti’nin tarihi hakkında başkaca açık bilgiye rastlanılmıyor. son oğuz yabgusu olarak ali han adında birini zikreden ve selçuklular’ın ilk zamanlarında, “can düşmanı” olarak tuğrul ve çağrı beyleri hayli uğraştırdığını bildiğimiz meşhur çend “hakimi” şah-melik’i de ali han’ın oğlu olarak gösteren reşidü’d-din’in (14. asrın ilk çeyreği) bu malumatı “destanî” mahiyette görülmektedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?