üzerinde ’light, more light’ yazan gece lambası aldım geçenlerde. hani goethe’nin ölmeden önceki son sözleriymiş ya, yıllarca aklımda felsefik bir yere oturtmuşum falan. oysa değilmiş, adam sadece ’açın şu içine ettiğimin perdelerini göz gözü görmüyor be’ diyormuş yardımcısına. üzüldüm.. gittim lambaya baktım, yazının altında ’goethe’ yazıyor bir de. hayır, kimin söylediğini yazma ki gelen misafirle edilecek iki çift lafımız olsun, ucuzlaştırma işte ne bileyim. misafir deyince, evet, gece lambasını salona koydum her gelen görsün ne güzel lambam var diye, gerçi bu o sözün perde açılması için söylendiğini öğrenmeden önceydi. artık güzel gelmiyor, o kadar da para verdim. para demişken paramı rulo halinde koyuyorum ben cüzdanıma neden bilmem. bir olgunluk bir büyükanne havası veriyor. ’al çocuğum şuradan kaç paraysa’ diyesim geliyor satıcıya. satıcı da kafka’nın doğum yılı- ölüm yılı yazan bir poster asmış duvarına, tipine baksan tip değil. satıcının mı kafka’nın mı? kurcalamak iyi değil. ilgimi çekti çünkü kafka okumaya başladım ki hayat bir karanlık bir karanlık. ’birlikte yaşayamayacağız, boyun eğip rahatça uzanıvereceğiz yan yana ölmek için. ama ne olacaksa, senin yanında olacak.’ demiş, bir köşede sıkıntılandım, dertlendim. yeni gece lambamı yaktım hemen, gelen giden olur belki..
bu gece televizyonda bir dizi var uçurum’muş adı, hiç izlememişim. çok acıklı galiba. acıklandım ben, hep ağladım. şarkı da söylediler, bir gülesin gelir bir ağlayasın. al bak:http://tinyurl.com/dyggguv ’geceler mi uzadı bu karanlık ne?’ dedim, goethe’ye manalı bir bakış attım.
garipsedim, gittim kapattım lambayı, televizyonun ışığı var boşa elektrik. sabah kalkınca yakarım:
’light, more light!’
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?