bugün bostancı sahil yolunda yanımdan geçti kendisi. gayriihtiyari evinde gitarın var mı dedim seslice. duydu, güldü. gidelim öyleyse dedim. yanındaki selamladı, ben akın, dedi. biliyorm akın eldes diyecektim. şimdi bu ünlü insanlar şişinirler diye düşündüm, demedim. hatırladım ben seni yaw, dedi nejat. ankara da sanatolia sahnesinde elinde kutu efesle resim çektirmeye gelen sendin, dedi. e orda da tek bira içen kişiydin. dedim evde içecek bişiler var mı peki? şarap tabağı ve peynire ne dersin, dedi. şarabı tabaktan yalamasam iyi olurdu dedim. güldü, ben göbekten yalamayı tercih ederdim, dedi.
o sırada telefonum çaldı sanki: annemin sesi, kızım hadi adama yapıştın geldik, dedi. gözümü açtım, yorgo kifidis kılıklı bir adamın omzunda başım, adamın ağzı kulaklarında, babam ayakta lahavle çekmekten yorgun ben adamın neredeyse kucağında baygın. madam, dedi adam. birakinis matmazel uyusun, rahatsis etmeyinis.
kalktım, baktım büyükadadayız, vapur çoktan yanaşmış.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?