serdar akinanın 18 ağustos 2008 tarihli akşamdaki yazısından:
"cumhurbaşkanı erdoğan, başbakan sarıgül...
önceki günü mustafa sarıgül’le hacıbektaş’ta geçirdim. nasıl çalıştığını ve nasıl odaklandığını gördüm. şaşırtıcıydı... ama fazlası var...
yıllardır liderleri izlerim, en son adapazarı’nda cem uzan’da bu enerjiyi ve halkla karşılıklı etkileşimini görmüştüm. sarıgül çok başka bir profil çiziyor.
cuma öğlen saatlerinde buluştuk... sonra kaleme alacağıma söz verdiğim bir projesini gösterdi. nasıl bir siyasi vizyona sahip olduğunu ve türkiye gerçeği ile bunu nasıl örtüştürdüğünü gördüm. hayretler içinde kaldım.
sonrasında kayseri alanına indiğimiz andan itibaren çeşitli illerden gelen gölge teşkilat karşıladı.
tayyip erdoğan’ı en alttan bu noktaya, yıllar içinde taşıyan, kişiliğine nüfuz eden, karizma ve popülaritesini inşa eden temel elementler neyse aynısı sarıgül’de mevcut...
tayyip erdoğan ile mustafa sarıgül arasında ne sağa ne sola, ne şehirliliğe ne köylülüğe tahvil edilemeyecek bir başka kimyasal yapı var... bu onları keferelerin deyimiyle “natural born political animal” yani bi anlamda “doğuştan siyasetçi” yapan özellikler demeti.
yıllardır her sabah 7’de uyanan, beş kilometre koşan, mahallelerini dolaşan, helikoptere veya uçağa atlayıp gölge teşkilatlarıyla çalışan, tüm etki ve güç odaklarıyla örtülü açık bir ilişki armonisi yaratan, kendi siyasi geleceğini inşa eden ve bunun, şimdilik pr’ını yapmayan bir ‘’sarıgül’’ fenomeni var.
sabah 09.30’da hacıbektaş’taki alana girdiğinde ne ile karşı karşıya olduğumu anladım.
büyük bir titizlikle üzerinde çalışılmış bir programla o alana girdi... örgütlüydü.
chp lideri baykal’ın, nedense, gelemediği hacı bektaş’a solun önderi gibi alkışlar ve tezahüratlarla girdi.
zeki sezer’in, murat karayalçın’ın, süleyman soylu’nun, haluk koç’un polis barikatları arkasında vip’lere ayrılan bölümde beklediği o alana adeta yarın seçim varmış gibi girdi.
alandaki ninelerin ellerini öptü, gençlere sarıldı, çocukları kadınları tek tek öptü... gerçekten tuhaf bir enerji ile alanı salladı.
çok saygıdeğer, eski chp genel sekreteri yeni kültür bakanı ertuğrul günay yuhalanırken (neden şaşıramadım?) ve kürsüde siyaseten ufalırken o hâlâ hem protokolle hem bariyerler arkasındaki insanlarla göz teması kurarak zirve yoluna çakıl taşı toplamakla meşguldü.
türkiye’deki siyaset aygıtından midesi bulanan bir insan olarak yazının burasına kadar, “eee, tamam da sarıgül’ü sen neden böyle yere göğe koyamıyorsun?” diyebilirsiniz.
izin verin izah edeyim.
bugün bu ülkede hangi sektörde, hangi işkolunda olursa olsun çalışan, hedef koyan ve üreten insanlara; liderlere ihtiyaç var.
tayyip bey ve akp kadroları, müteahhit zihniyetli sağ iktidarların; mesut yılmaz’larını, demirel’lerini, tansu çiller’lerini sollayıp iktidara nasıl oturdu.
elbette bir küresel siyasi projenin konjonktürünü doğru okudular. pozisyon aldılar...
ama deliler gibi de çalıştılar... gece gündüz demeden... yiğidi öldürelim haklarını yemeyelim. büyük yolsuzluk yaptılar ama iş de yaptılar...
necip türk milleti cem uzan’a ne derdi, “ağbi adam amerika’yı dolandırmış... oyum ona...”
akp kadroları hem yoruldu hem doydu...
şimdi sarıgül başbakanlığa yürüyor.
yıllar önce ilk tanışmamızda konuğum olmuştu ve yayındaki tavrından hoşlanmadığım için ciddi kavga etmiştik. o bana laf soktu ben de ona misliyle mukabele ettim.
sonrasında skyturk’e konuk olduğu müddetçe de hep ayaküstü konuştuk. geçtiğimiz haftalarda tayyip bey’in yakınlarından biri, “tayyip ağbiden sonra sarıgül mazbatayı alabilir” diye ağzından kaçırınca mesajı aldım ve hemen onu aradım “sizin bir yurt gezinize gelmek istiyorum” dedim. derhal hacıbektaş’a davet etti.
iyi ki gitmişim... gördüklerim yukarıda paylaştıklarım sadece bir kısmı... son derece etkilendim.
tayyip bey ne ise sarıgül o... ne biri sağda ne diğeri solda... bu halkın, sokağın, anadolu’nun ruhunu çok iyi biliyorlar.
sarıgül, yerel seçimlerde akp’nin yüzde 60’lardan az almayacağını düşünüyor. sonrasında baykal’ın genel başkanlık koltuğunu zorlayacak. şayet baykal gene önünü tıkarsa (ki bence baykal’ın koltuğu chp’nin tabut tahtasıdır.) yeni partinin düğmesine basacak.
sarıgül, şişli’de yüzde 70’i garantilemiş... tıpkı erbakan’ın başak modeliyle çalışmış. değil sokak sokak, bina bina, eve ev şişli’ye hakim.
türkiye’nin hemen her köşesinde gölge yapılar kurmuş... danışmanlar kadrosunun bir kısmıyla tanıştım... ekip sağlam... onu iyi okuyan konusunun uzmanı beyinler. ve işin komiği ona ayak uyduramıyorlar.
sarıgül’ün mottosu çok açık: “ben her şeyi bilemem, böyle bir iddiam da yok, ama o işi en iyi bilenleri ben buluyorum...”
erdoğan’ın 2011’de çankaya’ya çıkacağını düşünüyor, “erdoğan’la büyük uyum içinde çalışırım...” diye açık açık konuşuyor.
türkiye’nin önünü tıkayan baykal mı? sarıgül mü? düşünün...
sarıgül geliyor..."
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=127195,10,156
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?