mustafa belgeseli ve can dündar arasındaki bağlantı incelendiğinde , özünde atatürk’ü kavrama noktasında ne kadar başarılı olunduğunu söylemek mümkün.
öncelikle mustafa kemal’in sözlerini alıntılayarak başlamak gerekirse “ onu anlamak onu görmek değildir”.gelelim filme ;biz şahsın dış görüntüsüne odaklanıyor muyuz ?hayır.sebep ;çünkü birden fazla mustafa kemal’i oynayan karakter var.özet;amaçla doğru orantılı bir yapılanmanın hakim olduğunu söylemek mümkün.
şimdi alıntıdan devam ediyoruz .”benim duygularımı benim düşüncelerimi anlayabiliyorsanız bu kafidir.”filmi bu alıntı çerçevesinde ele alırsak ,film bu kriterler çerçevesinde başarılı olmuşmudur ,evet olmuştur.
bizi o günlere görüterebilecek en somut rehber kimdir ?nedir? tabiki tarihsel belgelerdir.
dündarın bu tip sosyal sorumluluk içerikli bir çalışma içine girmiş olması ,işin özünü kavradığını gösteriyor.kendisi atatürk’ü anlamakla kalmamış ,üstüne üstlük yolundan gitme konusunda da kararlı .”onun düşünceleri hem kavramış hemde bu hizmet modelini benimseyerek ortaya topuma ışık tutacak bir belge koyuyor.katılınır katılınmaz ,belirli yönleri güçlüdür güçsüzdür ,tartışmaya açık.
ama somut olan şudur ki ,dündar en az mustafa kadar realist ve bir gece de olmasa da birşeyleri değiştirmeyi kafasına koyanlardan .
ayrıca atlanmaması gereken bir diğer önemli husus ise ,sözün uçtuğu ,yazının ise kaldığı gerçeği.bu hususta saatlerimizi vererek tartışmak mümkün ,lakin bizden sonrakilere meçhule doğru giden gemide tek gidişlik bir biletten fazlasını değil.
belki uzun zamandır inandığımız değerlerden vazgeçmemiş olabiliriz ,bundan bir anormalllik yok ,yüzleşmemiz kendimize bir süreliğine yabancılaştığımız anları beraberinde getirse de ,kendimizi kafaca birşeylere hazırlamanın ilk aşamasıdır düşünmek.
tıpkı ikili ilişkilerde olduğu gibi ,önce pembe bulutlar eşliğinde semalarda küçük bir tur (hipotez),sonrasında karanlık bulutlar (antitez)ve son noktada hatice’nin neticeyle tanıştığı o kritik an.(sentez)
aksi taktirde cehaletin erdemsel modelini kabullenmek daha cazip .nihai hedefimiz kendimizi şahlanarak motive etmekten ziyade bir adım öteye gidebilmek.
eğer ilhan şeşen gibi “ayrıntılara takılmak istemem ama elimde değil “ diyenlerdenseniz bütünü kaçırıyorsunuzdur demektir.
bence artık maşanın sapı için mekatronik bir düzenek geliştirmenin tam zamanı şimdi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?