milliyetçilik ile ırkçılık arasındaki ince çizgi

ya basta viva zapatista
milliyetçilik asla ırkçılık ile aynı anlama gelen bir terim olmamakla beraber ırkçılığın anahtarı olarak ifade edebileceğimiz bir kelimedir.milliyetçilik akımı 1789’da ortaya çıktığında ilerici bir akım iken ingiltere’de başlayan sanayi devrimiyle birlikte gerici bir akım haline bürünmüş ve de ilerleyen süreçlerde ırkçılık akımını doğurmuştur.halklar arasındaki düşmanlıkları körükleyen bu akım kendisini çeşitli vasıflarla masum göstermeye çalışsa da ırkçı söylemler bu akımı benimseyenlerde daima mevcut bulunmuştur/bulunmaktadır.ince çizgisine gelince milliyetiçi akımların anında ırkçı denemeyecek geniş halk kesimleri tarafından ve özellikle de buna karşı durması gereken emekçiler nzedinde de ne yazıkki karşılık bulmuş olması nedeniyle ortaya çıkmaktadır.bu noktada tatlı su-tuzlu su milliyetçilikleri çatışmış ancak gene ırkçı söylemler halkların zihinlerine yerleşmiştir.ırkçılıkda icraatında öne çıktığını görmek mümkünken milliyetçilikte bu söylemde kalabilmektedir.milliyetçilik akımları incelendiğinde bunun sermaye sınıfı ile olan doğrudan bağı da görülecektir;ancak ırkçılığın sermaye sınıfından kopuşu getirdiği küresel dünyada bir gerçekliktir.o nedenledir ki uluslararası finans kapitaller milliyetçiliği belirli ırkçı söylemler içinde dizginlemeye çalışırken kendi artı değerlerini yine götürmektedirler.ama aslolan ırkçılığın milliyetçilik olmadan olamayacağıdır.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol