461. hepsi, onun sözüne itimad ediyordu, hepsi onun mesleğine uymuştu.
462. o, "öl" der demez her emîr hemen o anda ölürdü.
(vezirin incil ahkâmını karıştırması)
463. vezir, her emîrin adına birer tomar düzdü. her tomarın yazısı, başka bir olaydı.
464. her birinin hükmü başka bir çeşittir. bu baştan aşağıya kadar ona aykırıdır.
465. birinde riyazet ve açlık yolunu tövbenin rüknü, tanrıya dönüşün şartı yapmış.
466. birinde "riyazet faydasızdır, bu yolda cömertlikten başka kurtuluş yoktur" demişti.
467. birinde demişti ki: "senin açlık çekişin, mal verişin mâbuduna şirk koşmaktır.
468. gam ve rahat zamanında tanrıya dayanmak ve tamamiyle teslim olmaktan gayri hepsi hiledir, tuzaktır."
469. öbüründe demişti ki: "vacip olan hizmettir, yoksa tevekkül düşüncesi suçtan ibarettir."
470. birinde; "dindeki emir ve nehiyler, yapmak için değil, aczimizi bildirmek içindir.
devamı için:
(bkz: mesnevi 471 480)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?