401. fakat gündüzün geri gelmeleri için ayaklarını uzun bir bağla bağlar.
402. tâ ki o çayırdan, onu geri çeke ve otlaktan yine yük altına getire.
403. keşki eshâb-ı kehf gibi, yahut nûhun gemisi gibi bu ruhu koruyaydı.
404. da bu fikir, bu göz ve kulak; şu uyanıklık ve akıl tufanından kurtulaydı.
405. dünyada nice ashab-ı kehf vardır ki bu zamanda senin yanıbaşında ve önündedir.
406. mağara da, dost da onunla terennüm etmektir. ne fayda, senin gözünde ve kulağında mühür var?
(halifenin leylâyı görmesi)
407. halife, leylâya dedi ki:"sen o musun ki mecnun, senin aşkından perişan oldu ve kendini kaybetti.
408. sen başka güzellerden güzel değilsin." leyla, "sus, çünkü sen mecnun değilsin" diye cevap verdi.
409. uyanık olan daha ziyade uykudadır. onun uyanıklığı uykusundan beterdir.
410. canımız hak ile uyanık olmazsa uyanıklık, bizim için iki dağ arasındaki boğaz ve geçit gibidir.
devamı için:
(bkz: mesnevi 411 420)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?