bugünkü yazısında cumhuriyet ve demokrasiyi çok iyi tetkik etmiş gazeteci-yazar:
suriye’de cumhuriyet tehlikede mi?
ilginizi çekti mi, bilmiyorum ama pazar günü suriye’de bir referandum vardı. neyin referandumu? cumhurbaşkanı esad’ın görev süresinin bir kez daha uzatılıp, uzatılmayacağının...
başka aday var mıydı?tabii ki yoktu... ve beşar esad ülkedeki fiilen tek parti olan baas’ın parlamentodaki temsilcileri tarafından tek aday olarak belirlendi.
peki seçime ne kadar kişi katıldı?
suriye’de 12 milyon kayıtlı seçmenden 11 milyonu bu referanduma katıldı.
peki, kaçı evet dedi?
referanduma katılanların yüzde 97,62’si...
böylece ‘suriye cumhuriyeti, şu andaki iktidardaki cumhurbaşkanının görev süresini yedi yıl daha uzatmış oldu.’
***
suriye cumhuriyeti’nin ‘demokrasi’ ile ilişkisinin ne durumda olduğunu bbc’nin yorumu çok berrak bir şekilde resmetmekteydi:
‘suriyeli yetkililer referandumu ülke demokrasisine örnek olarak gösteriyor. fakat oylamayı boykot eden muhalefet partileri tam aksini düşünüyor.
referandumun öncesinde ülke istikrarını tehlikeye attıkları gerekçesiyle bir grup siyasi muhalife 3 ila 12 arasında değişen hapis cezaları verilmişti.
suriye’deki 12 milyon kayıtlı seçmenden 11 milyonunun katıldığı referandumda beşar esad’ın ikinci bir dönem görevde kalmasına evet ya da hayır oyu kullanıldı.
sadece 200 bin seçmen hayır seçeneğini işaretledi ya da boş oy attı.
sonuçları duyuran içişleri bakanı bassam abdülmecid, referandumun ortaya koyduğu mutabakatın suriye’nin siyasi olgunluğunu ve çok partili demokratik sisteminin güzelliğini kanıtladığını söylüyor.
fakat orta doğu’daki muhabirimiz kim ghattas’a göre, herkesin sıkı kontrol altında tutulduğu ülkede referanduma katılmamak, cesaret işi.
muhalefetin ülke içinde neredeyse hiç varlık gösteremediği suriye’de tek bir adayın katıldığı bir seçimin demokratikliği konusunda farklı düşünenler var.
beşar esad iktidara geldiğinde ülkede yeni bir reform sürecini başlatacağını vaad etmişti. ancak muhabirler ekonomik liberalleşme politikasının son derece yavaş ilerlediğine dikkat çekiyor.
önde gelen insan hakları eylemcileri ve muhalif aydınlardan oluşan bir gruba geçen ay verilen hapis cezaları, demokratik özgürlükler açısından da bir ilerleme kaydedilmediği şeklinde yorumlanıyor.’
***
türkiye hala cumhuriyet ile demokrasi arasındaki çok büyük farkı görmezden geliyor...
cumhuriyet hanedanın elinden iktidarı alır, ama çoğulculuğu garanti etmez.
işte suriye’nin durumu...
üstelik suriye cumhuriyeti’nde hanedanın elinden iktidarın alınmış olduğunu söylemekte çok zor.
çünkü aynı azerbaycan cumhuriyeti’nde olduğu gibi burada da iktidar babadan oğula geçti.
dün, suriye’de iktidarda hafız esad vardı. bugün ise beşar esad...
***
demokrasi ise çoğulculuğu, benzemezliği, farklılığı, ötekinin hakkını ve hukukunu güvence altına alır.
şiddet önermeyen her türlü fikrin özgürce ifadesini vazgeçilmez sayar...
bugün azınlıkta olanın yarın çoğunluk olabileceğini asla unutmaz.
bir ülkenin rejiminin demokratik cumhuriyet olması, yani iktidarı hanedanın elinden alıp bunu diktatörlere sunmak yerine çok partili bir rejime dönüştürmesi, tabii ki ideal olanıdır.
ama böyle bir olanak yoksa, demokrasinin cumhuriyetten çok daha önemli olduğu gün gibi ortada...
nasıl mı ortada?
ingiltere, cumhuriyet değil ama en gelişmiş demokrasi...
suriye, cumhuriyet ama tek parti faşizminin en koyusundan bir rejim...
***
yarın bir gün suriye’de demokrasi talepleri yükselse...
tek parti rejimi kendini tehdit altında hissetse...
baas partisi’ni...
suriye ordusunu...
suriye istihbaratını kontrol eden beşar esad...
altındaki zeminin kaydığını düşünse...
ne mitingleri yaptırırdı?
beşar esad için cumhuriyet mi tehlikede sayılırdı, yoksa demokrasi mi?
***
yarın bir gün, suriye’de ‘cumhuriyet tehlikede’ mitingleri görürseniz anlayın ki demokrasi tırmanıyor...
demokrasinin olmadığı ülkelerde her nedense cumhuriyetin tehlikede olduğu varsayılır...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?