her insan duygusu asıl itibariyle bir ögreti ve ögreti konusudur...
kibir bir yüksekten bakıs,küçümseme acıma gibi uzatılabilen bir insan için camurlu bir yafta olarak öne sürülen bir kavramken acaba kac kişinin vaz gectiği bir duygu?
burda amac kibirliyiz bunu kabul edin yada bu dogurudur değil de bu duyguyu incelemektir.
kibir bir cok düşünür ve filozof ve tabi tüm peygamberler tarafından cok yanlış olarak adlandırılsada acaba bunu hiç yasamadılar mı?
ukala kavramı üstüne düşünürken hiç onun kibiri kapsadıgını farkettiniz mi?
ukala kavramı zamanımızda cıkısın anahtarı olarak gösterilir içinde güven barındırır ve her güven de biraz kibir.
sokrates ölmeden önce hakimlere ve ona dava acanlara acaba hiç kibir takınmadımı ne derlerse desinler o yüksek beyin en iyisini kendi söylemiyormuydu kendi sanınca?
nietzsche ki kendisi zaten baslı basına kibir ögretisinin altın harfli filozofudur,karakteri zerdüşte;baslı basına soy adı yapmıştır bu kavramı...
platon,marx,erasmus,montaigne hatta ve daha nicelerinde kibirin esintileri yok mudur?
her saglam durus ve karsı koyus ve her baglayıcı lafta ve bizim en basımızı döndüren kelimeler için de kibir gizli değilmidir acaba?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?