kendine sadakat:kendine ihanet. seslere ve yalan ağlardan örülmüş gerçeğe. olmuyor ama..
gün gelir.. bir kaç kelime serden geçmiştir, cümle olmaz. bölük pörçüktür içine attığın koca bir lisan, haliyle bir şey söylemez; kifayetsizdir.
şizofren cümlereri gibidir yazıların. küçümsemezsin de endişe edersin. zira sadece olamayan cümlelerinden değil kendinden de şüphe etmektedirsin.
dengesizlik iyi mi kötü mü diye bir soru gelir aklına. cevap veremezsin; bu konuda bile dengesizdirsin.
boşluğa düştüm sandığın anda anlarsın; boşluklar boş değildir, insanın kendisiyle doludur.. yılarsın..
kafiyeler karman çorman birleşir zihninde. çok sesli sessizlikte satırlar şiirler sayılar ve üstüne üstlük sayfalar sayfalar ve sayfalar geçer zihninden.. milyonlarca gelişigüzel harfin, sembolün, hissin, deliliğin romen rakamıyla kaç ettiğini anımsamaya çalışırsın.. çünkü onu anımsamak nispeten daha zordur.
çok sesli sessizlikte dünyalar gezegenler tarihler fotoğraflar yazılar anılar hayatlar geçer zihninden..
kafiye olasın gelir kafiyesizlik çıkmazında.
kan doku uyuşmazlığına aldırmaksızın bir bütüne naklettiğin dizeleri kendin sanırsın.
hikayelerin yalıtkanlığına, kişilerinin ağzının izolasyonsuzluğuna şaşırırsın.
yanlış gelir.
imkansıza inanmazken imkansız gelir düşlerin. inanmaz olursun kendine, diğer eski hikayelere çoktan inandığından.
sesler "siz" lere benzer...
düşünceler "biz" lere..
suslar çığlıklara benzer..
biz ler "ben" lere..
saat külkedisini yine hüsrana uğrattıktan bir kaç saat sonrasında anlamayı denersin.. yaramaz işe.. karışıktır..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?