kara gözlerindeki umut
siyah saçları kadar karamsardı
ve kadere küsmüştü o, bir kere
sevgiyi öldürdü diye...
sanki ona uzanan ellerde
keskin bir bıçak
ha vurdu ha vuracak
bu, benim karanlıklarım,
bu benim sırlarım diyor hep
bir gün gelecek
şefkatle kollarına saracaklar...
asılsız sevgilerdi onu yıkan aslında
umutları umduğu gibi çıkmamaış
beklentileri hep korkuları olmuş
sanki bütün hayatı,
kupkuru bir odadaymış kopamadıklarıyla..
gülüşleri bir sigara içimi zamanı kadar az
her nefeste biraz daha kısalırken
bütün beklentileri
duman duman uçuyorlardı.
kurallar koymak isterken dostluklarına,
kuralları bozduğunun farkında değildi aslında...
şimdi o gözlerde,
vakitsiz yağan yağmurlar var,
hasat mevsimi bitmiş bahçelere
sağnak sağnak yağacaklar.,
belki gönlünde gökkuşağı açacak
ama, altından çocuklar geçmeyecekler.
su yerine zehir akacak ırmaklarından,
hiç kimse içmeyecek...
ya ben,
şimdilerde bir bağ bozumu hüznü var içimde,
üzümlerim gazap üzümü
şaraplarımsa gözyaşları...
sen güz güneşinde,sanki kanadı kırık bir kuş,
konmuştu bahçeme,
ona şefkatle eğilirken
pır diye uçtu birden
kırık sandığım kanatlarındaki sahtelik,
ve,inancımla birlikte.
.
ahmet muhip dranas
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?