kanama, kesilen ya da yırtılan kan damarlarından kanın dışarı akmasıdır ve her zaman ciddiye alınması gereken bir durumdur. etkilerini azaltabilmek için ilkyardım konusunda bilgi sahibi olmak gerekir.
kanama ciddi bir durumdur. bedenin, dokulara oksijen ve besin sağlayan bir sıvı olan kandan yoksun kalması tehlikelidir. o yüzden gerek iç, gerek dış kanamada önlem alınması gerekir.
tıp açısından kanama, yırtılan ya da kesilen bir kan damarından kanın akmasıdır. kaza, hastalık ya da ameliyat sonucu ortaya çıkabilir. kan bedenin dışına çıkıyorsa dış kanamadan, çinide kalıyorsa iç kanamadan söz edilir.
kanama tipleri
kanama atardamarlardan, toplardamarlardan ya da kılcal damarlardan olabilir ve hepsinde ayrı bir özellik gösterir. bunun bilinmesi ilkyardım açısından önemlidir. kanama atardamardansa kalpten dokulara pompalanan temiz kan görülür, kanın rengi parlak kırmızıdır ve kalbin atışına uyan aralıklarla fışkırır. kalbin çalışması damar hasarına gore değişmeyeceğinden, çok kısa zamanda büyük miktarda kan yitimi olabilir. bu yüzden atardamar kanamaları, acil hastane tedavisi gerektirir. toplardamarlar, oksijeni bitmiş kirli kanı dokulardan kalbe getiren damarlardır. bu nedenle toplardamardan gelen kan, koyu kırmızı renktedir ve çıkışı fışkırmadan çok, sızma biçimindedir.
büyük bir toplardamardaki kesik, atardamar kanaması kadar ciddi değilse de damarın içine hava kabarcığı girerse dolaşım sisteminde ölümcel bir tıkanmaya (hava embolisi) neden olarak yaşamı tehlikeye sokabilir.
atardamarlar ile toplardamarları birleştiren kılcal damarlardan olan kanamalarda kanın rengi genellikle koyu kırmızıdır, ancak kanama çok yavaştır.
nedenleri
en sık görülen kanama nedeni kan damarlarınınkazayla yaralanmasıdır; ancak birçok hastalık da kanamaya neden olabilir. apse gibi koku iltihaplarında kan damarları yırtılabilir. ülser ve tümörlerde (habis ve selim) kan damarları eriyerek açılabilir. c vitamini eksikliğinden oluşan iskorbütte, kılcal damarlar zayıflar ve kolayca kanar. bu tür hastalıklar genellikle geniş bir alandaki kılcal damarların yanı sıra, küçük çaplı toplardamarlar ile atardamarları da etkiler. atardamar kanamalarının nedeni enfeksiyon ya da bozulmadır. kan damarları, enfeksiyon nedeniyle genişler ve iç basınç nedeniyle patlar. ölüme yol açabilen bir kanama nedeni de bir damar hastalığı olan ateromdur. atardamarların içinde biriken yağlı madde damarı zayıflatır v ebu durum yüksek tansiyonla birleşince (genellikle böyle olur) damarlardan geçen kan, damarların bu zayıf bölgede yırtılmasına neden olarak kanamaya yol açar.
bedenin savunma mekanizmaları
kanamanın şiddetli olduğu zamanlar dışında beden, bir dizi savunma mekanizmasını harekete geçirir. bu da önce kanamanın önünün alınması, ardından zedelenmiş olan damarın onarımı, yoluyla olur. kanama, yara çevresinde kanın pıhtılaşması ile önlenir, ancak bazı kan hastalıklarında (sözgelimi hemofilide), bazı sarılık tiplerinde ve k vitamini eksikilğinde pıhtılaşma mekanizması bozulur ve önemsiz bir kanama bile tehlikeli olur.
etkileri
kanamanın etkileri yitirilen kan miktarına, kanamanın yerine, hızına, kişinin sağlığına ve eğer kaza sonucu oluşmuşsa başka yara olup olmayışına gore büyük değişiklikler gösterir. genel bir kural olarak çok hızlı kan yitiminin yavaş kanamaya oranla daha ciddi olduğu söylenebilir. hızlı kanama kalbe daha fazla yük bindirir, şoka neden olur ve bedenin kendini toparlamasına fırsat vermez. sağlıklı bir yetişkinde ya da çocukta acil tedavi ve kan aktarımı gerektirmeyen kan miktarı, kanama yerine değil dolaşımda bulunan kan miktarına bağlıdır. hastanın bir kan gölü içinde bulunması ile ülserin neden oludğu bir iç kanama, aynı miktarda kan yitirilmişse, etki bakımından birbirinden farklı değildir. kanamanın yaşamı tehlikeye sokmayacak miktarı dolaşım sisteminde bulunan kan miktarının yüzde 15 kadarıdır; ancak bu beden ağırlığına da bağlıdır. yaklaşık olarak bedenin her 6.3 kilosuna yarım litre kan düşer. bu da bir çocuğun ya da minyon yapılı bir kadının, iri yapılı bir erkektekinden daha az miktardaki kanamayla yaşamının tehlikeye düşeceği anlamına gelir. yetişkinlerin çoğunda tehlike sınırı bir litrenin üstündedir.
birkaç gün süren yavaş bir kanamada da, birdenbire olan şiddetli kanamadaki kadar olmasa da, yaşamsal tehlike söz konusudur. yavaş kanama sırasında, dolaşımın sürmesini ve kan damarlarındaki kanhacmi düzeyinin düşmemesini sağlamak için dokulardaki sıvı, kan damarlarına toplanır. ancak bedenin, oksijen taşıyabilen kan hücreleri yapması daha uzun zaman aldığından, ciddi kansızlık ortaya çıkabilir. zaten kansız olan bir kişide ise, hafif bir kanama bile kanın oksijen taşıma kapasitesini hızla düşürür.
şiddetli kanama
şiddetli kanamanın değişmeyen belirtisi şoktur (kan dolaşımının yetersizliği). büyük miktarda kan yitiminin ilk sonucu kan basıncının düşmesidir. sonra damarlar büzülür ve kan akımına karşı direnci artırarak kan basıncını bir ölçüde yükseltir. ancak, dengeleyici mekanizmaya ve kalbin aşırı çalışmasına karşın dokulara giden kan miktarını azalabilir. özellikle beyin gibi yaşamsal önem taşıyan organlar yeterli kan alamayabilir.
beden sıvı yitirdiği için aşırı derecede susuzlukla birlikte görülen şokun başlıca belirtileri şunlardır: deri kül gibi ve soğuk olur; nabız zayıf ve hızlıdır; solunum çok hızlı ve kandaki oksijen miktarını artırmaya yöneliktir; kişi ciğerlerine daha çok hava çekmeye çalışır.
kritik miktarın üstünde kan yitiren herkes şoka girer. böyle bir hastanın yaşamının kurtarılması ve kan miktarının dengelenmesi için acil kan aktarımı gerekir. bu nedenle de şok durumundaki kişinin hemen hastaneye götürülmesi gerekir. hastanede kan grubu saptanıp kan verilir. kanama, şok oluşturacak kadar şiddetli değilse, beden dışardan yardım edilmeden canlılığını koruyabilir. zedelenmiş olan kan damarları pıhtılaşma yoluyla kapanır ve birkaç hafta içinde kendi kendilerini onarırlar. zamanla beden oksijen taşıyan yeni kan hücreleri de yapabilir. bedenin kan yitirmesine karşı bir tepki olarak bu kan hücreleri kemik iliği tarafından yapılır.
amelliyatta kanama
ameliyat için hastaneye yatan hastalar, genellikle ameliyat sırasında kan yitirecekleri için kaygı duyarlar. ne var ki cerrahlar ve hemşireler kanamanın tehlikesini iyi bilirler ve aşırı kanama olasılığına karşı gerekli önlemleri alırlar. ameliyattan önce hastanın kan grubunu saptayıp, gerekli miktarda kanı, gerektiğinde kullanmak üzere elaltında bulundururlar. ameliyattan sonra oluşabilecek kanama durumunda da hemşireler gerekli girişimde bulunmaya hazırdır. tıp dilinde "ikincil kanama" diye bilinen ameliyat sonrası kanama, genellikle iç enfeksiyonların yol açtığı bir kanamayı tanımlar, dışkı ve idrarda kan görülmesi de ikincil kanamalardandır, çünkü bir hastalık sonucu oluşmaktadırlar ve "birincil kanama" denilen durumda olduğu gibi kan damarlarında fiziksel bir hasar söz konusu değildir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?