when the sweet poison of the treacherous grape
had acted on the world a general rape;
drowning our reason and our souls
in such deep seas of large o’erflowing bowls,
…
when foggy ale, leaving up mighty trains
of muddy vapours, had besieg’g our brains,
then heaven in pity…
first sent among us this all-healing berry,
…
coffee arrives, that grave and wholesome liquor,
that heals the stomach, makes the genius quicker,
relieves the memory, reviesvs the sad,
and cheers the spirits, without making mad…
meali şudur ki,
sinsi şarabın tatlı zehiri
dünyanın ırzına geçtiğinde,
ve akıl ve ruhumuzu
köpüklü derin kupalarda boğduğunda
…
bulanık bira kirli bir sisle
doldurduğunda beynimizi,
merhametli tanrı gönderdi bize
bu her derde deva meyveyi
…
kahve geldi, o değerli ve şifalı içecek
mideye iyi gelir, zihni açar,
belleği güçlendirir, dertliyi sevindirir,
coşku verir insana, insanı delirtmeden.
denildiğine göre, 1600lü yıllarda yayınlanan yukarıdaki anonim şiir kahvenin püritenlere ilham verdiğinin bir işaretidir. alkolün etkisiyle zihni bulanmış insanlık kahvenin yardımıyla kendini toplar ve işine dört elle sarılmaya başlar artık.
http://www.moleschino.org/2005/12/
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?