kendi döneminin dar göruşlu insanları tarafından anlaşılamamış buyuk bir deha olan buyuk turk bilgini nureddin bin muhammed bin orçun bin barkın el-vebinin meşhur şiiri.
internetname
âlem-i muhayyel devrân ideruz 
nîce sırlar göruruz ol suhûfda 
oflayn olmazdan evvel olduk oflayn 
bahr-i ’amîkuz dalmazuz suflâya 
 
fevka’l-mavsda durur bizum yedimuz  
arz-ı sağîrdir bizum mavs pedimuz 
ve’l-kalemin mazharı kılâvyemuz 
ekrân nûrumuz sirâc-ı munîrâ 
 
monitör deyup geçme kî bu ekrân 
bunda cem’ olmuşdur bil kamu ekvân 
satranc-ı ’urefâ durur bu seyrân  
bilmez isen gelirsun şâh u mata 
 
bulbul olup zâru zâru öteruz 
gulşen-i veb’in gullerun dereruz 
bûkmark’a hep ayrı ayrı koyaruz 
soluben hep erseler de zevâle 
 
mir’ât-ı ekspılorır’da göruruz  
keşşâfız hem ’ilm-i keşfden sözumuz  
dost’dan gelduk dost’un aynı özumuz 
dimegil sakın bu sözu câhile 
 
mepe uçler vu yediler vu kırklar 
bil ki dost’u söyler butun şarkılar 
’âşık anda elest bezmun hatırlar  
çalındukda nây u rebâb halîle 
 
dolby hoparlörun sesi dâvûdî 
gâh duyulur andan nevâ ilâhî 
gâh saz semâ’îsi makâm huseynî 
işuden vecde gelup ider semâ’ 
 
’âlimler elinde dutar dividi 
’ârif olan seyreder hep dîvîdî  
sofinun işi guci dedikodu  
dilunde söylediğu kuru da’vâ 
 
dokun âna ’aşk âteşun dutuşdur 
entır derler kılâvyede bir tuşdur 
ma’nâsını bilenlere pek hoşdur 
hitâb-ı udhulû yapıldu cânâ 
 
’acîb pıroğramdur bilesun filâş 
ânı ta’lîm içun eyleme telâş  
fehmeduben sırrını dut, etme fâş 
andan âhir ta’lîm edesun java 
 
fotoşop’la resmedersun ’âlemi 
anda seyrân et sûret-i âdem’i  
sûretden geçup temâşâ kıl şem’i 
bu sırrı bilursen olursun dânâ 
 
feyzbûk’da hem arz-ı endâm eyleruz  
levh u kalem-misâl hem meyl eyleruz 
gâh invizibıl olup görunmezuz 
ma’nâda a’mâ olan gâfilâna  
 
zâhidâ onlayn olagör sen dâim 
olma diskonnekt bu yolda dur kâim 
mâlâya’nî kılma bunda ol sâim 
hûri gılmândan yeğdur hem bu sana  
 
kaçak şifre buluben bağlanırsun 
elbet bir gun gafletden uyanırsun  
itdiğun sirkati anda görursun 
rûy-i siyehle varırsun hisâba 
 
çet’de çetin bir berk olup çakarsun 
gönul kırup hem kâ’be’yi yıkarsun  
kuzum, internetde pek sakarsun 
lâkin varmazsun bir kâmil ustâda  
 
çet’in âdâbın öğren olma çetin 
gıybet idup yime kardeşun etin 
kâmili olagör bu internetin 
zâhir ilmunle sakın duşme fahra  
 
ofis öğrendun dahî eyçtiemel  
baştan ayağa bildun vord u egzel 
nîce beslersun bunda tûl-i emel  
terk idup ancak iresun kemâle 
 
harddiskuni suya at da öyle gel 
kamu bilduklerun unut öyle gel 
mecnûn gibi âh u zârı söyle gel 
leylâ görup tâ yetesun dîdâra  
 
gönul yıkar sonra idersun sitem 
dersun şol senun bu benum veb sitem  
ben u sen şârundan geçemezsun hem 
aldanırsun şöyle fânî hayâle 
 
bu vebden görunur her dâim lâhût 
ba’zısunda fısk u fucûr var yâhût  
öylesi misâl-i beytu’l-’ankebût 
varmıya gözlerun öyle bir râha  
 
sur ağyârı hemân harddiskden çıkar 
nefy eduben cânun ağyârdan kurtar 
mâsivâ kim bir fâsid virus-durur 
silemezsun dahî ânı norton’la 
 
hardver u softver’i sen cem’ idegör 
ol cemâdâtın zikrini duyagör  
suhûf-i sîtede tevhîde ir gör 
sörf iduben veb’î rûz u şeb anda
kaynak: kadı gıyaseddin hayalînin târihi ilmul-âlât vel-esrâru hikmetul-edevât (alet yapma biliminin [teknoloji] tarihi ve araç-gereçlerin hikmetinin sırları) adlı eserinin hicrî 1019 (miladî 1610) tarihli muellif nushası
                    
                    
                    neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
