çağdaş bir psikoloji akımıdır. kurucuları gestaltçılardan etkilenmiştir. varoluşçu felsefe akımının görüşlerini benimsemişlerdir. bu yaklaşımın öncü ve temsilcileri rogers, maslow, sartre, charolette bühler, frankl, binswagner’dir. davranışçı ve psikanalitik yaklaşımlara karşı görüşleri vardır. özellikle insanı ele alışları açısından öteki ekollerden ayrılırlar. bu yaklaşıma göre insan kendine göre bir değerdir, belli bir toplum düzeninin yada iş örgütüdür, aracı haline getirilmemelidir. insan kendisinden, davranışlarından, oluşturacağı kimliğinden kendisi sorumludur. hayatı kendisi için yaşamaya değer, anlamlı bir hale getirmek kişinin kendisine düşer. ölümlü olan insanın hiçbir yaşantısı tekrar etmeyecektir. geçmiş yada gelecek değil, içinde yaşanılan an önemlidir.
insan için bilim amaç değil, ancak araç olabilir. insanı tanırken dogmatik görüşlerden kaçınmak gerekir. insan davranışlarını denetim altına almak yerine, daha çok özgürlüğe yer verilmelidir. insanı anlamak için onun iç yapısını bilmek gerekir. bunun için içgözleme baş vurmak zorunludur. insan cansız bir nesne olmadığından, dıştan bakılarak davranışları yordanamaz. bu akım insanı inceleme yöntemini getirmiştir. psikolojiyi bir bakıma yeniden felsefeye yaklaştırmıştır.
psikolojinin amaçlarından biri insan davranışlarını kontrol etmektir. oysa hümanistik yaklaşımda olanlar, psikolojik kontrolün insanlığın zararına kullanılabileceği inancındadırlar. örneğin, iyi insan yetiştirmek doğru amaç gibi gelebilir. ancak bu konuda çok çeşitli görüşler ortaya atılabilir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?