kişinin, sözleşmenin diğer tarafı ya da bir ucuncu kisi tarafından yanıltılarak, iradesi ile beyanı arasında bir uyuşmazlık yaratılması suretiyle sözleşme yapılması durumunda söz konusu olur. ırade ile beyan arasıdaki uyumsuzluk iradenin oluşması aşamasında gerçekleşmelidir.üç koşulu vardır: aldatma eyleminin varlığı; aldatma kastı; sözleşme ile hile arasıda bir illiyet bağı bulunması.
hile esaslı olmasa da aldatılan taraf sözleşme ile bağlı olma yükümlülüğünden kurtulur. ancak üçüncü kişilerin yapmış oldukları hilelerde bu sonucun doğması için karşı tarafın hileden haberdar olması gerekir: eğer haberdar değilse, yani iyiniyetli ise aldatılan taraf sözleşmeye bağlı kalır.
hile nedeniyle geçersizlik iptal edilebilirlik yaptirimi ile sağlanır. ıptal etme hakkı hileye uğrayana aittir. sözleşmenin iptali halinde taraflar aldıklarını sebepsiz zenginlesme hükümlerine göre iade ederler. sözleşmenin iptalinden dolayı zarara uğrayan kişi bu zararını hile yapandan, sözleşme öncesi kusur sorumluluğuna göre veya hile haksız fiil olduğu için haksız fiil sorumluluğuna göre ister. bu durumda mağdurun talep hakkı için yarışan yasa hükümleri vardır. mağdur bunlardan birini seçebilir.
mağdur sözleymeyi iptal etmese dahi hile sebebi ile oluşan zararın tazminini isteyebilir.
sözleşmenin iptalini isteme hakkı hilenin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıldır. ayrıca borçlar kanununda düzenlenmemesine rağmen doktrin bu hakkın kullanımı için 10 yıllık bir hak düşürücü süre belirlemiştir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?