aşkı tanımazken daha, çıkmaya başlanılan çocuk için durum değerlendirmeleri yapılır.
çocukluk işte.
"çocuklarıma iyi baba olur mu, ölene kadar yanımda isteyecek miyim onu" diye...
zaman geçer aradan. ne kadar çok erkek için tekrarlanmış olduğu farkedilir bu cümlelerin. kazanımlar vardır elbette. ama bir gün, ansızın, hiç farkında olmadan sessizce o da gidince hayatından, kazanımların hiç önemi kalmaz.
"neden ona sadece bir kere seni seviyorumdedim, neden bir gece ummadığı bir anda arayıp naapıyosun aşkım, ben seni düşünüyodum demedim"’ler alır başını gider.pişmanlık. ayrılık için, hissedilen duygu suçlanmaz hiç.adı ne olursa olsun. önce kendini, sonra karşıdakini, al ver dur.
aşk’sa adı hissedilenin, bitmez...bir insan biriyle birlikte olunca aşık olmaya başlayıp ayrılınca da aşkını tüketmez. tükenmişse zaten ona aşk denmez.
yüzleşmeler kötü gelir, bilinmez ama. güzel günler bitse de tertemiz durur o. aşktır çünkü.
hayat da bitmek için başlar.her birliktelik sağlam temel üzerinde başlamazsa zaten bitmeye mahkumdur.her başlayan şey biter.ama aşk karşılıksız sevmektir. karşılıksız sevgi, anne baba kardeş sevgisi gibi...vazgeçilir mi? biter mi?
aşk değil...birliktelikler bitmek için başlar. hele bir de kaya gibi sağlam değilse iyice bitmeye mahkumdur o.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?