güneydoğu anadolu nun kürdistan yapılması

dağlarında taş ve topraktan başka bir şey görünmeyen,4 yada 5 haneli mezraların çoğunlukta olduğu şehirler gördüm ben.sonra insanlar gördüm."onlar"dan olmayan birini gördüğünde ürkütülmüş kedi gibi kaçan..
evet.bir itilmişlik,sahipsizlik var orda.fakat artık durum aynı değil.zamanında askerle terörist arasında kalan yöre halkı elbette en zor yaşam koşullarında senelerce barınmak zorunda kaldı topraklarında.ben hiç birinin ağzından "kürdistan" lafı duymadım.batıya gelip birkaç ideolojik kelime öğrendikten sonra zırvalayan,kendini türkiyede yaşayan kürt azınlık olarak gören gerzekler haricinde..
yöre insanı sadece hizmet istiyor.yöre insanı batılı insanları görüyor,duyuyor,biliyor..heves ediyor,o da istiyor ve bu onun en doğal hakkı.şimdi bazıları şöyle düşünecek;"e zamanında telefon direklerini kesip yaktılar!" yakarlar tabi.köy hizmetleri adı altında oraya gönderdiğin memurlar greyderin bir civatası eksik diye kar küremesi gereken yerde kaloriferin başında uyursa direkleri de yakarlar,kendilerini de..ayrıca bölge,kimi çıkar çevreleri tarafından kolay kullanılabilir olduğu için rahatlıkla provokasyon eylemleri de yapmaktadırlar..hem de sıkca.
fakat aynı yerlerde görüyoruz ki azıcık bir hizmet gösterdiğinde birileri hemen oylarını aynı insanlara veriyorlar.iyi veya kötü tartışılır fakat insanların ilgi beklediği açık.neden herkes kürt kökenli bir partiyi desteklerken bir anda başka bir partiye döndü diye soruyoruz muhtara.o da diyor ki;"bizim yıllardan beri yolumuz yoktu.suyumuz yoktu.bu hükümet getirdi.bize emek verene biz de oy veriyoruz." bunu bir partiyi veya birşeyleri desteklemek için anlatmıyorum tabiki.ortada olmayan bir sorunu,kendi içimizde çözülebilecek bir ilgi sorununu dünya basınına kadar yansıtan kitleye "bilinçliyiz" mesajını vermek için söylüyorum.şu sıralar her ne kadar bir araya gelemesek de bir gün elbet tekrar nereli olduğuna bakmadan beraberce atlarız ateşin üstünden ve şarkılar söyleriz birlikte..