uefa kupasını aldığı sene, o gün tüm türkiye de hayat durmuş, galatasaraylısı, galatasaraylı olmayanı, hemen hemen tüm türkiye tek yürek olmuştu. herkes heyecanlı, herkes umutla bekliyordu. maç mükemmel bir maçtı. sonra ertesi günler maçı tekrar tekrar izledi herkes. özeti, tekrar yayınları televizyon kanallarında dolaşıp duruyordu çünkü o tarihi bir gündü. sadece galatasaray için değil, tüm dünya için tarihi bir gündü. bizim takımımız, bizim yüreğimiz kazanmıştı o kupayı. bizimdi kupa. fenerlinin, beşiktaşlının, trabzonsporlunun, bucasporun... herkesindi, bizimdi.
dün gece aynı maç, uefa kupası final maçı, galatasaray-arsenal maçı. trt 3 ekranlarındaydı. maçın her dakikasını, her anını, her pasını her şutunu ezbere bilsekte, maç daha yeni oynanıyormuş, canlıymış, ve neler olacağını bilmiyormuşuz gibi, aynı heyecanla seyrettik. ve en güzeli de alt katta bulunan daireden her pozisyondan sonra heyecan bağırışlarının sesi geliyordu. seneler geçmiş ama yine aynıydık tek yürek. bildiğimiz bir şeyi ilk kez izliyormuşuz gibiydi. hagi kırmızı kart gördüğünde aynı heyecan, aynı sinir, bülentimizin kolu çıktığında maça aslan gibi devam ettiğinde aynı gurur, on kişi canla başla mücadele ederken ve hiç nefes aldırmazken aynı gurur, aynı gözlerin dolması. arsenalin kaçırdığı penaltılara aynı şekilde sevinme. attıklarımıza aynı sevinme. sanki hiç izlemişiz. sanki yeni oynanıyor.
sekiz sene geçmiş. 18 sene geçse, ve tekrar tekrar izlesek. yine aynı olacağız, yine gözlerimiz dolu seyredeceğiz. o kupa bizim. fenerlinin, beşiktaşlının. bizim yüreğimizin kupası. galatasaray bizim. galatasaray biziz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?