özlenir hem de ne biçim özlenir o eski sevgili denen şey. çünkü kafanda eskimemiştir henüz. çünkü hala seviyorsundur. belki o da seviyordur hatta, ya da düşünüyordur. ama ayrısınızdır, görüşmeme kararı almışsınızdır.
peki sen naparsın bu karara rağmen? her an onu düşünür, şimdi napıyordur, şimdi nerededir gibi gereksiz bir merak içerisinde yasarsın.mesajlarınızı, wahatsapp konusmalarınızı harfi harfine kafaya kazırsın. ona ulasabildiğin her sosyal platformu didik didik edersin: napmıs, nasılmıs, ne yermıs, ne ıcermiş, ne yazarmıs..
bu da yetmez, herkese onu anlatırsın, anlattıkça duyduğun özlem çoğalır. özlem çoğaldıkça yakılan sigara ve boşalan bira şişesi sayısı alır başını gider. şeytan sürekli dürter arasana, msj atsana diye. gurur ve özlem arasında mekik dokursun. bi süre daha ertelersin iletişime geçmeyi ama nereye kadar dayanacağını sen de bilemezsin.
beraber yaptığınız seyleri, üzerine konustugunuz mevzuları, gittiğiniz mekanları dusunur gecmişte yasarsın.bilirsin ki yerine birini koymak lazımdır, ama yapamazsın. o biri onun gibi güldürmez seni, onun gibi derin düşünmez, onun gibi içini dökmez, onun gibi dikkat etmez türkçeye, imlaya; sana batar muhabbeti, kısacası dolmaz işte yeri.
fenadır özlemek. özledikçe anlarsın senin bile düşündüğünden daha fazla yer ettiğini kalbinde, beyninde, hayatında.sonrası mazoşistliğe gider işin. ya onu düşünmekten uyuyamazsın, ya da uyursun rüyanda hep o olur gördüğün.
şarkılar dinlersin, bi sürü. en eğlencelisinden en damarına. ve hepsinde gene o gelir aklına. kısacası kurtuluş yok kardeşim. geçmiş olsun.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?