öğretisinin temelini ahlaki doktrin oluşturur. insanın yaşamdaki amacının acıdan kaçış ve hazza yöneliş olduğunu savunur. ölüm ve tanrısal baskı gibi yaşama acı, kaygı ve tedirginlik katan olgulara karşı durmuştur. bireysel yaşama önem vermiş, toplumu acı, kaygı ve korkunun kaynağı olarak görmüştür. acıdan kaçmanın bile bir zevk olduğunu belirtmiştir. ölüm varken ben yokum ben varken ölüm yok söylemiyle ölüm korkusunu yenmeyi amaçlamıştır mefta.
görüşleri o dönem oldukça prim yapmış; genci-yaşlısı, kadını-erkeği dönemin bu mutlulukçu buu filozofuna sempati duymuşlardır. atomların birleşmesinin varlığı, ayrılmalarının da ölümü ifade ettiğini, tanrısal müdahalenin olmadığını ileri sürmüştür. "ölünce beden heder olup gidecek, ne varsa bu dünyada var, yiyip içip meşk edelim" düşüncesini topluma aşıladığı bu dönemde, özellikle kadın kesiminde zevke, eğlentiye, sevişgenliğe yönelmede gözle görülür bir artış olduğu geçiyor kaynaklarda. epikür de uyumamış, köpürtmüştür.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?