sabaha karşı izlemeye başlayıp 13 bölümü de peş peşe izlemek insanı garip bir ruh haline sokuyor.oldukça fazla vahşet içeren, kolların bacakların havalarda uçtuğu, insanların brutality yapılmış gibi öldüğü.bir yandan cinsellik ve çıplaklık içeren, kızların birlikte banyo yaptıkları, ıslak tişört arkasından memelerin gözüktüğü, cıbıl cıbıl gezdikleri.öbür yandan ise çok duygu yüklü sahnelerin olduğu gözlerinizden düşen damlalara engel olamadığınız sahnelere sahip bir anime.
---biraz spoiler---
karakterlerin birbirleri ile olan ilişkileri ve geçmişleri o kadar güzel işlenmiş ki.özellikle nananın çektiği o kadar işkenceye rağmen kimseyi öldürmek istememesi, öbür yanda lucynin durdurulamaz öldürme isteği, koutanın çaresiz gördüklerine yardım etme isteği, marikonun nana ile sanki bir oyuncakla oynar gibi oynaması, en önemlisi lucynin kuramayı öldürmemesi ve kuramanın yaşadıkları...sadece ben mi öyle hissettim bilmiyorum ama askerlerin kolları bacakları havada uçuşurken hiç bir şey hissetmememe rağmen lucynin nananın kollarını bacaklarını tek tek kopardığı sahnede sanki benden bir parça kopuyormuş gibiydim.
---biraz spoiler---
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?