bilgiçlerin hikayeleri

imphotep
yürüyordum. kalabalık arasında birilerine çarpmamaya çalışarak yürümek, peşpeşe gördüğü vitrinlerin aklını başından aldığı her yaştan kadının üstüme üstüme gelmesi boğuyordu beni. durdum. çarpmadan geçtiler. ama bakarak. elimi arka cebime attım. kek tarifi yazılı bir kağıt çıktı cebimden. "acaba cebinde kek tarifi olan kaç erkek vardır bu sokakta?..".. yengem kek sevdiğimi öğrendiğinde "ah yavrum, kıyamam. sen ne yer ne içersin oralarda. al bunu, yine yapamazsan ararsın anlatırım." diyerek vermişti bu kağıdı bana. ödül olarak da ılık süt eşliğinde iki dilim kek..
belki de böyle böyle oluştu kadına bağımlılığım. biri kucak verdi, biri el, biri kek, biri dil, biri acı, biri ders, biri tatmin, biri hiç.. ben kadınlara hiçbir şey vermedim bu güne kadar. beni üzen kadınlar bile olsa hayatımda, hep tamir eden bir tanesi oldu. hep sevildim. hep istedim. verdiler. istemekten, vermelerinden, ilgilerinden, uysal çocuk olmaktan sıkıldım. kaçtım. saklandım. bu sefer acziyet baş gösterdi. "ihtiyaç" baş gösterdi. kendim hazırladım yemeğimi, kendim yedim. kendi kendime vakit geçirdim. kendim yıkadım, kendim ütüledim. uyurken kendime sarıldım. kendimi aradım, bulamadım. olmadı.. etrafımda beni herhangi bir manâda seven bir kadın olmayınca eksiktim. sakattım. ahmaktım. çıplaktım.. sevgisiz sevişmeler bekleyen kadınlardan kaçtım. çünkü ben sevgiye açtım. yalnız kaldım. elimdekiyle yetindim, elimdekine yetemedim. sancı girdi karnıma, kıvrandım, kıvrandım, kıvrandım.. keşke bir kadın olsaydı yanımda. ananem, babaannem, annem, sevgilim, karım, yengem, teyzem, halam, kuzenim, sınıf arkadaşım, iş arkadaşım, kan kardeşim, can yoldaşım, yoldan geçen herhangi br kadına bile razıydım.. acı çekiyordum. ben acı çekiyorum diye endişelensin istedim. mızmızlık yaptığımı anladığında bile endişeleniyormuş gibi yapsın. kandırsın, avutsun, saklasın..
yoldan geçen herhangi bir kadına bile razıydım. yanımda soyunmasın, benimle yatmasın, öpmesin, koklamasın. isterse hepsini yapsın, yaptırsın. yanımda kalsın. dizlerini kollarıyla kavrayıp çenesini yaslasın, bir köşeye kıvrılsın, sadece bana baksın. aklında ben olayım. kalbinde ben olayım. onun benliğiyle dolayım. inkâr edilecek bir yanı kalmadı bunun. itiyacım var, muhtacım. müptelayım. çok mu aciz görünüyorum? bana sevecek biri lazım. beni sevecek biri lazım. onun yokluğunda acziyetim. onun yokluğunda serzenişim. içimde patlamaya hazır volkan hep onun için. tüm enerjim, tüm ihtirasım, tüm şevkatim onun için. içimde müebbete hapseğim, belki unuttuğum, belki keşfetmediğim hislerin hepsi onun için.
geriye kalan her şeyi sezeryanla alsınlar içimden, yıllardır biriktirdiğim irinimle beraber aksın..
kek mi? kek yapmayı denedim. olmadı. ne tadı, ne kıvamı.. üstelik pişirdiğim tepsiyle beraber attım. ertesi gün üst kattaki teyze yanında birkaç kurabiyeyle üzümlü kek getirdi. güldüm.

arka planda: led zeppelin - song remains the same
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol