tırnaklarım etlerinde/ saatler sonsuz, ya da bize geleni öyle/ bir örümcek, ağından sarkmış, tam yatağımızın-günahlığımızın orta yerinde, misafirliğiyle/ ne demeli, hoş mu geldi yoksa zamansız mı oldu bu sessizliği bozan tanrısal imge/
gözlerim ruhunda, çıplaklığın avuç içimde/ her bir katrelere ayrılmış parçan fikrimin en ince yerinde, kah sessizliğinde, kâh çaresizliğinde/ bir yalvarış gelir senden, “beni azat et, ne olur diye”/ daha gitme vaktine çok var, otur soluklan kalem tutan elinle/ beni yazan çizerliğinle/
yaradılışı en baştan alalım kelama/ önce sen başla şiir sesinle/ sonra da ben, düşleri bozan düş-bozan erdemimle/ beni küçümse ve beni aşağıla, marduk da yaşan ben değilim nasıl olsa/ önce günahı var edelim bulunduğumuz pozisyon itibariyle/ sonra başlarız sevabın en bonkör hediyesiyle/
şşttt, adsız kalsın bu başlıkta, bırak öylece…
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?