dolmuş diyalogları

duracell
dudullu-ümraniye-üsküdar hattında çalışan dolmuşlar, bilen bilir yolda çok beklerler. öndeki minibüse selektör yapıp onun bulunduğu yerde dururlar. gözlemlerime göre hep de aynı yerde dururlar (ya kontrol yok, ya da orada kontrol yok)

duracell bir gün bu minibüslerden birinde (ilk ve son seferinde)
malum yer gelir. şoför minibüsü durdurur ve önündeki araca selektör yapar.
belediyeye ne zamana varırız?
abi yürüyerek gitsen daha çabuk varırsın
genç söylenmektedir: hey yarabbim ya çaktık ha bu ne biçim iştir vs vs diyerekten iner.

minibüste 3 kişi kalmıştır.

oğlum beni namazgaha bıraksan da öyle dursan
amca baştan söyleseydin de öndeki minibüse bindirseydik seni

hep bir ağızdan

- ulan hareket etsene
- ne bekliyorsun bok mu var
- kaldır şu minibüsü sikerim ha
şoför korkmuştur cevap veremez lakin bu anda arkadan bir minibüs sellektör yapar;

aha abi işaret geldi tamam sinirlenmeyin gidiyoruz.

minibüs kalkar ve...

minibüs daha 20-30 metre gitmişken, inecek var diye bağırır.

bu kez şöför sinirlenmiştir:
- ulan madem burda inecektin ne demeye haretek etmeden inimiyorsun, bok mu var, al bok var...

gibisinden söverek (adam ineli çok oldu) di mi amca ama der ve arkasını döner, amcayla duracell kaşları çatmış adama pis pis bakmaktadır. ve normalde otobüsle 40 dakikaya aldığımız yolu bu minibüsle, bu andan sonra 15-20 dakikada ulaşmışımdır (amca namazgahta indi, ben de zaman kaybetmemiş oldum keza minibüs bu hızla aradaki zamanı telafi etti ve benim evden çıkmamdan 40 dakika sonra üsküdara vardı.)
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol