evet biz belki onu bir balıkçı olarak düşünmedik, bir muslukçu olarak düşünmedik. ya bir doktor, bir avukat? zordur buna karar vermek. o kadar bizden biri ki şahin k. , o kadar halka karışmış, yutulmuş, sindirilmiş bir konumda ki, etiket manyağı yurdum genci tarafından etiketlenemiyor; kumaşı sağlam, yapıştırıcı tutmuyor, fiuyyt kayıyor üstünden! son zamanların populer deyişiyle bir marka şahin k.
ancak kendisi denizin buz gibi sularından gelen evrensel bir adam olarak bir ihtimal yaratabilmekte ister istemez. tüm o kumaşlardan, yapışkanlıktan, populariteden sıyrılıp da kafa yormak lazım geliyor bu durumda. düşünün:
şahin k. çalıştığı gemiden denize düşmüş ve bilincini yitirmiş norveçli bir balıkçı olsa.. kah yüzse, kah yorulsa ve yalnız geçirdiği günlerin gecelerin ardından bilincini yitirse, beyni fabrika ayarlarına geri dönse? pamuk gibi bir iskandinav erkeğiyken, denizden kaptığı bir enfeksiyon yüzünden hormonal dengesizlikler yaşamış olsa ve kıl yumağına dönse? o değil de gele gele türkiyeye gelse? norveçteki hayatında topluma, sanata gayet duyarlı bir insanken tek bildiği avlanmak, yemek ve soyunu devam ettirmek oluverse? üstelik her şey bir yana, norveçte gözü yaşlı bir ailesi olsa onu bekleyen? reva mı bu şimdi be..
hiç düşündünüz mü "gaval calan mı bebeem?" derken, aslından uzak yaşamanın bilincinde bıraktığı kırıntılarından tüketmiş olabileceğini?
eeeh, ne diyorum lan ben? başlarım balıkçısına, başlarım norveçine. "aman ellerim kurumasın ayol!" diyerek krem sürüyor onlar, karı gibi hepsi. muslukçular da göt çatalı gösteriyor zaten, kesin gay onlar da! hele ki avukatıdır, doktorudur; şimdi bunu mu düşündünüz hakkatten lan.. şahin k. bu mudur?
bırak kendini, yapıştır etiketi genç! kumaşına aldanma sen. ya tutarsa?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?