ermeni soykırımı iddiası

ermenilerin iddiasına göre 1915’te talat paşa emriyle 7sinden 70ine kadar bütün ermenilerin katli olayıdır.ermenilerin, özellikle osmanlı-rus savaşından sonra kullanılmasının vardığı en ileri ve zararlı etabıdır.bu tarihten sonra ermeniler batının da desteğini alarak, anadolu üzerindeki yine sözde egemenlik haklarının osmanlı tarafından gasb edildiğini ileri sürmeye ve bağımsızlık mücadelesi vermeye başladılar.zira ermenilerin kendi tarihçileri bile milletlerinin kesin bir tarihinden bahsedemezken, bu tutumun kesin bir yayılmacılık ihtirası olduğu gözümüze çarpmaktadır.nitekim ilerleyen aşamalarda bazı dernek ve komiteler kurup, ilki 1890 olan erzurum isyanını izleyen anadolunun çeşitli bölgelerindeki ayaklanmaları gerçekleştirmişler ve sonuç olarak 20000 türk hayatını kaybetmiştir.

19. yy sonlarına kadar osmanlı ile halledemedikleri ve osmanlının da onlarla halledemediği herhangi bir sorunları olmazken bilakis ecdad ermenileri milleti sadıka olarak isimlendirmiştir.kaldıki bu ismin altı boş değildir uzun yıllar devlete güzel hizmetleri olmuştur.ancak 19yy sonunda imparatorluktaki envai çeşit zümre bağımsızlık mücadelesine girdirilince onlar da bu durumdan kendilerine düşen vazifeyi yerine getirmiştirler.misalse; seferberlik emrine uymayıp ruslara ajanlık etmişler hatta uyanlar silahlarıya beraber rus ordusuna katılarak topluca vatan hainliği suçu işlemiştirler.azgınlıkları o kadar ileri gitmiştir ki iddia ettiklerinin aksine kendileri türk köylerine baskınlar düzenleyip toplu katliamlara imza atmışlardır.

osmanlı devleti de bu gelişmeleri takiben 24 nisan 1915’te cephe gerisini sağlama almak amacıyla ermeni komitelerini kapatmıştır.ermenilerin her yıl “sözde soykırım anma günü” olarak andıkları 24 nisan, bu tarih olup tehcirle alakalı degildir.ancak bunu izleyen gelişmeler hiç de beklendiği gibi olmamıştır.aksine çatışmalar daha da kızışmıştır.bunu takiben de osmanlı en son legal ve insani çare olarak 27 mayıs 1915’te belgelere de geçen,devlete karşı yanlış yaptığı saptanan(!) yaklaşık 700bin kişiyi imparatorluk sınırları dahilinde(!) göç ettirmiştir.

tüm bu anlatılanlar dahilinde toplam 700bin kişinin göç ettirildiği bir ortamda ermenilerin iddasına göre 2-3 milyon kişinin öldürülmüş olması mantık dışıdır.oysa mantığın başladığı yerde zaten gözümüze batan şey şudur ki: eğer tarihi kaynakların objektif bir ortamda objektif uzmanlar tarafından ve yine objektif bir biçimde, sonunda bir uzlaşmaya varma hasretiyle gayretiyle incelenmesi halinde gerçeğin 7 düveli onyıllardır ayağa kaldıracak birşeyin olmadığı yönünde ortaya çıkacağıdır.

kaldıki aklı selim düşünen herkes uluslararası kamuoyunu gereğinden faza meşgul eden bu meselenin türkiyeyi daha da yormak olduğunun ayırdına varacaktır.olmadığı halde habire kaşınarak yara yapılmaya çalışılan kürt sorunu gibi ermeni sorunu da türkiyenin enerjisini tüketmeye, dimağını karartmaya ve ayağını bağlamaya adanmış bir efordur.evet bir efordur çünkü dün ortaya atılmış ve bugün başımızı ağrıtan yeni bişey değildir.yaklaşık 50-60 yıldan beri 7 düvelin de elindeki kozlara bir yenisini daha eklemektedir.bu noktada başağrımızın nedeninin sadece virüs değil tedbirsizlik olduğunu da belirtmemiz gerekir.ermeniler lobi faaliyetleriyle yıllardır bunu dış mihraklarında desteğiyle beynelmilel kamuoyuna kabul ettirmiştir.şuan yanılmıyorsam 19 ülke bu tasarıyı kabul etmiştir.evet beki bizi bağlayan bi durum yok şu anda ancak ülkemizin prestiji, olmayan bir tarihle ayaklar altına alınmaktadır.

şimdi ne yapılmalıdır.yapılacak şey şudur ki artık türkiyem; az bi ayağa kalktığın şu günde fırsatın varken etrafına bi bakıver.kim ayağına ip atmaya çalışıyor, kim koluna girip ayağa kaldırmak istiyor.zaafların neler hataların neler kozların neler.bugün biraz daha yüksekten bakabiliyorken etrafına bunları iyi tespit et.zira şu iyi gününde herşeyin üstüste gelmeye başlaması bil ki tesadüf değildir.süpriz hiç değildir.ancak gün odur ki karar verme günüdür.
gün o gündür ki yolunu ferasetle seçme günüdür. ve gün o gündür ki sabırla o yolu tutmanın günüdür.hayır olur inşallah.