artık dağıtamıyorum bu hüznü
yankılanan kahkahasıyla uzak yılların.
ak ıhlamurum çiçeklerini döktü,
çınladı gitti bülbül şafağım.
o zamanlar benim için her şey yeniydi,
taşıyordu yüreğim bin bir duyguyla,
ama en sevecen söz bile şimdi
acı bir meyva gibi kopuyor ağzımdan.
ve gözlerime tanış olan enginler
artık öyle güzel değil altında ayın.
yamaçlar..hendekler..kendirler
hüzünle doldurdu rus bozkırlarını.
sağlıksız, arık ve basık,
islak düzlerde boz bir renk,
bunlar özüm benim, bundan bu yakınlık
bundan işte, böyle kolay inlemek.
yana yatmış izba,
ağlıyor koyun ve uzakta yele
vuruyor tay cılız kuyruğuyla,
dikkat kesilmiş somurtan göle.
işte hepsi bu, yurt saydığımız,
havalar gitmeyince ve kalınca ekinler,
hep beraber içip ağladığımız,
gelsin diye gülümseyen günler.
bu yüzden kimse dağıtamaz bu hüznü,
bu hüznü kahkahasıyla erken yılların.
çünkü ak ıhlamurum çiçeklerini döktü,
çınladı gitti bülbül şafağım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?