sadece sendikalizm diye de adlandırılıyor. sendikalizm ya da anarko sendikalizm diye adlandırılan anlayışların tümü, işçi sınıfının sınıf mücadelesinde sendikal örgütü, politik örgütünün yerine koyar.
esasen anarko sendikalizm, yönetiminde anarşist görüş kurallarını benimseyen anlayışın ifadesidir. sendikalizm, fransız işçi sınıfının güçlü anarşist ve parlamento karşıtı geleneğinin ürünüdür (bkz. anarşizm). bu eğilim, 1890’larda iki güçlü işçi örgütü olan cgt (genel iş konfederasyonu) ile fbt (iş borsaları federasyonu) içinde etkin oldu. 1902 yılında iki örgüt birleşti ve böylece daha güçlü bir hareket doğdu. bu güçlü hareket, temel örgütlenme birimi olarak yerel sendikaları içine aldı. bu sendikalar, diğer gruplarla istihdam bürosu ve sendikal etkinlikler bürosu oluşturdular. istihdam bürosu, istihdamın türkçe anlamına uygun işlevi yerine getirmektedir. (istihdam, “kullanma, hizmete alma yani bulunan işe yerleştirme” anlamını içeriyor). sendikal etkinlikler bürosu da yerel işgücü borsaları aracılığıyla ilişki içinde olarak aynı işi yapacaktır.
ispanya’da önceleri, isyancı ve terörist eğilimlerin ağır bastığı sendikal hareket, fransız cgt’nin etkisiyle 1907’de işçi dayanışması adı altında sendikalist yapıya dönüştü. 1909 yılında gerçekleşen ve “trajik hafta” (la semana tragica) adıyla anılan genel grev kanlı biçimde bastırıldıktan sonra 1910 yılında ulusal iş konfederasyonu (cnt) kuruldu. konfederasyon, 1919’da 700 bin üye sayısı, iç savaşta (1936-1939) 2 milyonu aştı ve anarşistlerin ademi-merkeziyet ve anti-bürokratizm ilkelerine dayalı kuruluş yapısına sahipti.
abd’de iww (dünya sanayi işçileri birliği) sendikalizm anlayışıyla, yerel örgütlenmeler yerine, büyük ve merkezi yapılara dayalı sistemle hizmet verdi.
italya’da ise benito mussolini sendikalist anlayış gelişti. bu gelişme, güçlü devlet yapısına dayalı anlayışı sendikalara taşıdı. güçlü devlet yapısı, sonuçta sendikalizmin genel yapısıyla bağdaşmadı.
anarşizm, işçi sınıfı anlayışı ve hareketine aykırı düşmektedir. aslında, anarşizmin kaynağı küçük burjuvazidir (bkz. küçük burjuvazi). aydınlar genel olarak küçük burjuvazinin sözcüsü konumunda olurlar. işte bu sözcüler, sendikal kavramlar içindeki anarşi kavramının da savunucusudurlar. sendikal mücadele tarihinde, aydınların sendikalara müdahalesine sıkça rastlanır. müdahale, marksist-leninist görüşe de bir anlamda uygunluk gösterir. uygunluk, işçi sınıfına bilincin “dışarıdan” verileceği genelindedir. ancak aydınların, işçi sınıfı karşıtı ideolojileri taşımaları gerçeği bilinmelidir. bununla birlikte aydınların, işçi sınıfı ve sendikal mücadelede hiçbir biçimde yer almamasını savunan akımlar da vardır. “aydın düşmanlığı” özellikle geri kapitalist ülkelerin sendika yönetimlerince savunulmakta, sendikacılığın meslek haline getirilmiş olmasının üstü örtülmek istenmektedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?