hayatın sürekli türkiyenin bir ucundan bir ucuna gönderdiği insan. bir nokta olmaz sanırım bunda. fakat nokta adlı hoş bir şiiri var emre geyikin:
nokta
şimdi ben beklersem uzun yollarda
ağlayıp sızlayıp haykırıp seni
dağlar çiçek açmış büyümüş otlar
buralar değişmiş her şey yabancı
bazen deli olur koşarım geri
rüzgar engel olur ellerim çatlar
göçü tarif etsem kancalar batar
telli çalgı çalsam kırılır mızrap
kartal olup uçsam inemem yere
bulutlar iteler uzak yerlere
merdivenden çıksam varsam kapına
kapıda engeldir telli çiviler
şimdi bilmiyorum öldük mü yani
yazıyorum ama gerçekler ölmüş
zamanın içinden sesim duyulmaz
haykırırsam tutarmışsın elimden
öyle dedi bana rüyamda şiir
harp meydanı gönül, kırıldı kolu
bir duman var ama bilmiyorum neden
bir söylenti daha sonrası yokmuş
bilmiyorlar güneş her gün doğuyor
sona geldik bir parça kaldı kana
özlem çeken gözler seni bekliyor
bulanık su gibi,kopuk kuyruklu
yer varsa sırasız dışarıda çare
o zaman bulurum oyuna isim
noktalandı kaldım donuk bedenim
artık umut kestim bıraktım işi…
emre geyik
http://emregeyik.blogcu.com/
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?